22. Hukuk Dairesi 2018/5160 E. , 2018/12762 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirket tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-a maddesi gereğince müvekkilinin iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini ileri sürerek feshin müvekkilinin işe iadesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalışma bilgilerini saklayarak müvekkili şirketi hukuki ve idari anlamda büyük risklerle karşı karşıya bıraktığını, bu nedenle davacıyla çalışma imkanının kalmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine, davacının İŞE İADESİNE karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İzmir 8. İş Mahkemesinin 2016/755 Esas-2017/376 Karar sayılı kararının HMK. 353/b-2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işverence haklı ve geçerli olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır.
Bu bendin (a) alt bendinde, iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından bir için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvreni yanıltması işverene fesih imkânı tanımaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Somut olayda, davalı işveren tarafından davacının davalı şirkette çalışmak için verdiği bilgilerin gerçeğe uygun olmadığının yine davacı tarafından verilen dilekçe ile ortaya çıktığından bahisle davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanununun 25/II-a maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının işe iadesine karar verilmiş iken davalı tarafın istinaf başvurusu sonucu Bölge Adliye Mahkemesince sözleşmenin esaslı unsurlarından olmamakla birlikte davacı tarafça başvuru sırasında eksik ve yanlış bilgi verildiği, güven ilişkisinin sarsıldığı işverenden iş ilişkisinin sürdürülmesinin makul ölçülerde beklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davacının davalı işverende çalışmak için başvurduğu 30.09.2015 tarihli başvuru formunda “daha önce çalıştığı kuruluş adı” bölümünde bulunan iki sütuna çalıştığı iki işvereni belirttiği, davacının karpal tunel sendromu rahatsızlığına ilişkin evraklarını ibrazından sonra davalı şirketin davacıdan yeniden geçmiş çalışmalarının bildirilmesinin istenildiği, bunun üzerine davacının 20.10.2016 tarihli dilekçesinde başvuru formunda bildirmediği önceki işverenleri de belirttiği, akabinde davalı işverence bu yönde bir bilgilendirmenin işe müracaat sırasında yapılmış olması halinde davacının işe başlatılmayacağı, davacının bilgi saklamasının ve gerçeğe aykırı bilgi vermesinin idari ve yasal olarak kabul edilebilecek nitelikte olmadığı belirtilerek iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Ne var ki, davacının işe müracaatı sırasında başvuru formunda bulunan iki sütuna önceden çalıştığı iki işvereni belirterek çalıştığı diğer işverenleri yazmamış olmasının güven zedeleyici bir işlem olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Davacı işçinin işe müracaatı sırasında kendi özelliğiyle ilgili bir hususu da gizlemediği açıktır. Dosya kapsamına göre, davalı işverenin davacıya ilişkin feshinin gerek haklı gerekse geçerli bir nedene dayanmadığı ortada iken davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adiye Mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarih ve 2018/14 esas- 2018/163 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın kabulü ile işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve işçinin kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 224,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili taraflara iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 23.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.