6. Ceza Dairesi 2013/31682 E. , 2016/5964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi(CMK 250 ile Yetkili)
SUÇ : Suç örgütü kurma ve yönetme, suç örgütüne üye olma, Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik sanıklar savunmanının temyiz incelemesinde;
Sanıklar savunmanının temyizinin "beraat" kararının gerekçesine yönelik olmadığı ve kararı temyiz etmesinde de hukuki yararı bulunmadığından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE,
II-Sanıklar ..., hakkında suç örgütü kurma ve yönetme suçlarından kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında suç örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
Sanıklara yüklenen ve 5237 sayılı TCY"nın 220/2-3 maddelerinde düzenlenen suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasa"nın 66/1-e maddesinde yazılı 8 yıllık zamanaşımının, sanık ..."in savunmasının alındığı 14.06.2007, sanık ..."in savunmasının alındığı 20.02.2007 tarihi ile inceleme tarihi arasında geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 5237 sayılı TCY"nin 66/1-e maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
IV-Sanıklar ...,hakkında yağma suçundan kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
Sanıklar ... ve ..."in savunmasının mahkemece alınmış olduğu anlaşıldığından bu konuda tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Cumhuriyet Savcısı soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasına yada kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin iki karardan birini verir.
Kovuşturmaya yer olmadığına kararları kesin hüküm niteliğinde değillerdir. Kovuşturmama kararına karşı;
a-) Suçtan zarar görenin kovuşturmasızlık kararının kendisine bildirilmesinden başlayarak 15 gün içinde bu karara itiraz ederse itirazı inceleyen makam itiraz dilekçesinde kamu davasını haklı gösterecek olaylar ve deliller görür ise kamu davasının açılmasına karar verilir. Cumhuriyet Savcısı bu halde kamu davası açar. Mahkemenin, Cumhuriyet Savcısının yerine geçerek dava açması dahi söz konusu olamaz.(Kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz CMK"nın 173. maddesinde düzenlenmiştir.)
b-) Şüpheli ve/veya şüphelilere karşı yeni delillerin çıkması durumunda da yeniden değerlendirme yapılarak daha önce kovuşturmasızlık verdiği konuda dava açabilir. (CMK. 172/2).
Ancak; kovuşturmama kararı sanık veya/sanıklar için bir baskı aracıda olamaz, o halde gelişi güzel bu karar kaldırılıp dava açılamaz.
CMK"nın 171. maddesinde Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açıp açmaya bileceği hususuna yer verilmiştir. Yani her durumda dava açma yetkisi Cumhuriyet Savcısında bulunmaktadır.
CMK. 174. maddesi, “soruşturma, kovuşturma ve hüküm yalnız iddianamede beyan olunan suç ve zan altına alınan şahıslara yöneliktir. Hükmün konusu duruşma sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
İddianamede anlatılan olay hükmün konusudur. Dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Görevsizlik kararıyla da açılmayan bir davadan bahsedilemez. Bu yasal kurallar çerçevesinde;
Somut olayımıza gelince,
... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 20.10.2006 tarih ve 2006/12298 soruşturma sayılı fezlekenin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK"nın 250. Maddesiyle Yetkili Bölümü)"nın 26.12.2006 tarih ve 2006/187 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında suç işlemek amacı ile örgüt kurma, sanıklar ...,hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgütü yönetme, sanıklar ..., hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olma, sanık ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulan örgüte yardım etme suçlarından kamu davası açıldığı, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16.06.2006 tarih ve 2006/9909 soruşturma sayılı kararı ile sanıklar ..., hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, 6136 sayılı Yasa"ya aykırılık, yakınan..."ye yönelik yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yakınan ..."ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına dair yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu kararın suçtan zarar görene tebliğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, yağma eylemi ile ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK"nın 250. Maddesiyle Yetkili Bölümü) tarafından yeni bir delil araştırması yapılmadığı halde, 07.02.2011 tarih ve 2011/36
Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar ..., hakkında yakınan ..."ye yönelik yağma fiili ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtilip, iş bu kararın CMK"nın 172-173. maddelerine göre ortadan kaldırıldığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi bu yönde hukuki bir sürecin başladığının da açıklanmadığı, yapılan yargılama neticesinde de sanıklar ..., hakkında yakınan ..."ye yönelik yağma eylemi nedeniyle hükümlülük kararı verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun olarak tanzim edilen iddianame ile açılan kamu davası, bir suç için yargılamanın başlayabilmesini sağlayan dava şartıdır.
Somut olayda, sanıklar ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."ye yönelik yağma eylemi nedeniyle verilen 16.06.2006 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın akıbeti araştırılıp kesinleştiğinin belirlenmesi halinde bu durum hukuken ortadan kaldırıldıktan sonra iddia, savunma ve bütün delillerin bundan sonra takdir ve değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin, 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa"nın 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20 TL dahil ) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, toplam 45,75 TL yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmesi,
3-Kabule göre de,
Yağma suçu işyerinde işlendiği halde, TCY"nin 149/1. maddesinin (c) bendi yanında, (d) bendinin de uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi ve aynı Yasa"nın 61. maddesi uyarınca, temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., savunmanları ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.