14. Hukuk Dairesi 2016/10775 E. , 2017/3809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17.03.2016 gün ve 2014/17115 Esas, 2016/3370 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, asıl davanın davacısı ..."in iyiniyetli olmayıp taşınmazın bedelinin tapu işlemi sırasında düşük gösterilmesinden yararlanmak istediğini, birleştirilen davanın davacısı ..."nın ise taşınmazını belli sınırlarla satın alıp fiili taksim bulunduğundan dava ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm paydaşlar arası fiili bir taksimin olmadığı, davalının payını 72.000 TL"ye satın aldığını ispat ettiği, davacı ..."nın önalım bedelini verilen süre içinde yatırdığı, davacı ..."in ise bedeli kesin süre içinde depo etmediği gerekçesi ile esas davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, davacı ... vekili ile davalı vekilinin temyizi üzerine verilen karar Dairemizin 07.04.2014 tarihli, 2014/1703-4542 E-K sayılı ilamıyla;"... Mahkemece, davalının sunduğu banka dekontu ve keşifte saptanan değer esas alınıp, bedelde muvazaa savunması kabul edilerek, davalının satın aldığını belirttiği değerin 1/2"sinin ödenmesi kaydı ile davacılara davaya konu pay üzerinde 1/2"şer önalım hakkı tanınmış ise de davalının muvazaa savunması dinlenmez. Bu durumda mahkemece, payın tapudaki satış bedeli olan 12.600,00 TL ile tapu harç ve masraflardan oluşan önalım bedelinin yarı yarıya davacılara depo ettirilip payın da 1/2"şer olarak davacılara tescili gerekirken önalıma konu payın tamamının birleştirilen davanın davacısı ... adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda esas davanın ve birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu 801 parselde kayıtlı davalı Süleyman oğlu, ..."ın hissesinin iptali ile bu hissenin 1/2 payının davacı ... adına, 1/2 payının da davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiğinde; davacı ... tarafından depo edilen 74.985 TL önalım bedelinden, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelinin yarısı olan 6.551,4TL’sinin davalı ..."a ödenmesine, bakiye kalan önalım bedelinin davacı ..."ya iadesine, davacı ... tarafından depo edilen 13.102.80 TL önalım bedelinden, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelinin yarısı olan 6.551,4 TL’sinin davalı ..."a ödenmesine, bakiye kalan önalım bedelinin davacı ..."e iadesine karar verilmiş,davalı vekilinin temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 17.03.2016 tarihli, 2014/17115 Esas, 2016/3370 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı vekili, karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Somut olaya gelince; davacı ... vekili, davalının 28.12.2011 tarihinde dava konusu taşınmazdaki 1/5 payı 12.600 TL"ye satın aldığını öne sürerek tapudaki satış bedeli üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiş, 23.05.2012 tarihli makbuzla da satış bedeli ile tapudaki harç ve masraflardan ibaret 13.102,80 TL önalım bedelini mahkeme veznesine depo etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmaz payının gerçek satış değerinin 72.000,00 TL olduğunu, satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafça ispat edildiği kabul edilen 72.000 TL satış bedelinin tapu harç ve masraflarıyla birlikte 1/2’şer olarak yatırılması için davacı ile birleştirilen davanın davacısına süre verilmesi üzerine, davacı ... bu ara kararından dönülmesini istemiş, birleştirilen davanın davacısı Hüseyin ise verilen sürede tapu harç ve masraflarıyla birlikte toplam 74.985 TL’yi mahkeme veznesine depo etmiştir. Mahkemece, davalının sunduğu banka dekontu ve keşifte saptanan değer esas alınıp, bedelde muvazaa savunması kabul edilerek, davalının satın aldığını belirttiği değerin 1/2"sinin ödenmesi kaydı ile davacılara davaya konu pay üzerinde 1/2"şer önalım hakkı tanınmış ise de davalının muvazaa savunması dinlenmez. Ancak; 13.05.2013 tarihli, 2012/81-2013/186 E-K sayılı ilk karar birleştirilen davanın davacısı ... tarafından temyiz edilmediğinden birleştirilen davanın davacısı Hüseyin için önalım bedeli yönünden kesinleşmiştir. Bu durum davalı ... bakımından kazanılmış hak oluşturur.
Bu durumda mahkemece, davacı ...’e payın tapudaki satış bedeli olan 12.600,00 TL ile tapu harç ve masraflardan oluşan önalım bedelinin yarısı olan 6.551,4 TL, birleştirilen davanın davacısı ...’e kendisi yönünden kesinleşen 74.985 TL önalım bedelinin yarısı olan 37.492,5 TL depo ettirilip önalıma konu payın 1/2"şer olarak davacılar adına tescili gerekir.
Hükmün yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerekirken sehven onandığı bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 17.03.2016 tarihli, 2014/17115 Esas, 2016/3370 Karar sayılı ilamının kaldırılarak kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 17.03.2016 tarihli, 2014/17115 Esas, 2016/3370 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.