6. Ceza Dairesi 2014/4289 E. , 2016/5960 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Suçun mağduru aleyhine suç işlenen kimse yani suçun kurbanıdır ve suçtan doğrudan zarar görendir. Şikayetçi resen kovuşturulan suçlar dahil bir suçu devletin soruşturma ve kovuşturma makamlarına duyuran kişi olarak da anlaşılmalıdır.
Sanığın fiilinden haklı çıkarları zedelenen kişi fiil ile ilgili yetkili mercilere olayı intikal ettirebileceği gibi fiilin failinin yargılanmasında bu hali ile aktif ve etkin bir rol alması tartışmasızdır. Zaten bu niteliği nedeniyle kamu davasında taraf olma hakkına sahiptir.
Maddi gerçeği araştırma en çok güvenilen mahkemelere verilmiştir. Bir olayın normlar karşısında durumunun tespiti hususu çıkan uyuşmazlığın yargılama makamı önüne getirilmesidir ki buna da dava denir.
Bu durumda yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikleri vardır.
O halde önce olay öğrenilmelidir.
Sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi modeli mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak, yani nasıl meydana geldiğini belirlenmelidir. Olay belirlendikten sonra buna uygulanacak norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi olayın durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Olayın faili ve bunun ceza hukuku karşısındaki sorumlulukları öncelikle olayın belirlenmesi ile mümkündür.
Olay ise deliller ile öğrenilebilinir. Delillerin gösterdiği objektif bakımdan bir ihtimaldir. İhtimal belli dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır.
Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta belirlilik ortaya çıkar. Yani belirliliğe şüphenin yenilmesi ile ulaşılır.
Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmalıdır. Buna ulaştıracak araç ile delillerdir. Deliller; samimi açıklamalar, tanık beyanları, sanık ve tanıktan başka kişilerin açıklamaları, tutanaklar özel yazılı açıklamalar görüntü ve/veya ses kayıt eden açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilinir. Suç konusu ve/veya alet olayın parçası iken, olay yerinde kalan her türlü iz ve eser belirti delil olup, olayı temsil eden dolaylı delildir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak deliller eşdeğerdedir. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için eylemin olup olmadığı kanıtların yorumu ile saptanır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığı ve sonuca ulaştığını gerekçede açıklar. Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizi ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm ve bunun yorumu ile ulaşılan sonuçla hüküm şeklinde olmalıdır.
Delil hukuku sıkı ispat kuralları kabul edilmiştir. Deliller zümresinde tanık, ceza muhakemesinde anlatımı önemli bir yer işgal etmektedir. Tanık olayın taraflarından olmayan ve olay ile ilgili olarak beş duyusu ile edindiği bilgileri açıklayan kimsedir.
Tanık gördüğünü, müşahede ettiği hususlar ve öğrendiği bilgileri açıklar. Tanık beyanının önemi gözlemlenen maddi vakaları bizzat açığa kavuşturabilirliğinden kaynaklanır.
Tanık bazen kendisinin veya yakınlarına menfaat sağlama, tehlikeyi önleme, bazen toplumsal etki, bazen de duyduğu veya gördüğü yanlış algılaması ve böylede inanması ile yanılgılı anlatımlara da yönelebilir. Hakim tecrübelerine dayanarak tanığın beyanlarının sağlamlığını değerlendirir bu özellik ise delil olarak sayılabilir.
Tanık olmak ile onun beyanına yüklenen ispat gücü farklıdır. Hakim ispat konusunda mantık kuralları ile de bağlıdır.
Somut olaya gelince;
Yakınan ... soruşturma aşamasında verdiği ifadede; olay tarihinde parkta uyurken sanıklar tarafından ayaklarına vurularak uyandırılarak hakkında beraat kararı verilerek kesinleşen diğer sanık ..."un omzunu sıkarak "Gardaş karnımız aç, para ver de simit alalım" demesi üzerine 3,00.-TL"yi çıkartıp verdiğini ancak sanıkların gitmediğini, sanık ..."in "Kardeş saatin güzelmiş ver de bakayım geri vereceğim" dediğini, kendisinin "Kolumda daha güzel duruyor bak" dediğinde ise "Ver de iki dakika bakalım yemedik" diye sert söylemesi üzerine suça konu saati verdiğini ancak sanık ..."in koluna takıp geri vermediğini, geri istediğinde "Yarın gel alırsın parka" dediğini, sonrasında sanıklardan ... ve ..."in "Kardeş bir arkadaşımızın çocuğu olmuş, havlu falan alacak bize 10.-TL versene" demesi üzerine sanığın sanık ..."tan korktuğu için 10.-TL daha verdiğini ifade etmiştir. Kovuşturma aşamasında mahkeme müştekiyi aramış, bulamamış bunun üzerine aynı dosyada soruşturmada aşamasında tefrik edilen sanıklar ... ve ... hakkında aynı eylemden ötürü ... 3.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/378 esas ve 2012/608 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada yakınan ..."un ifadesinin okunulmasıyla yetinilmesine karar verilmiştir.
Yakınan ..., ... 3.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2012/378 esas ve 2012/608 karar sayılı dava dosyasında verdiği ifadede ise sanıkların parkta uyurken kendisini uyandırdıklarını, sanıklardan ..."ın kendisinden bozuk para istediğini, kendisinin 3.- TL"yi rızasıyla verdiği, ..."ın hastanede arkadaşının doğum yaptığını söyleyip küçük çocuğa kıyafet alacağını söyleyerek 10.-TL istemesi üzerine 10.-TL"yi de rızasıyla çıkarıp verdiğini, sonrasında ise sanıklardan ..."in kolundaki saati istediğini, yakınanın vermek istememesi üzerine kendisine vurduğunu, tekme ile vurduğunu ve dövdüğünü, etrafta güvenlikten kimse olmadığını, saati alıp gittikten sonra güvenliğe bildirdiğini beyan etmiş, hazırlık ifadesi okunmasına rağmen de soruşturma aşamasındaki ifadesi ile çelişki yakınana sorularak giderilmemiştir.
Mahkemece dinlenen tanık anlatımlarının hiçbirinde ise yakınanın ... 3.Ağır Ceza Mahkemesinde vermiş olduğu ifadeyi doğrulayan sanık ..."in saati almak için yakınana vurduğu, tekme attığı veya dövdüğü yönünde tanık anlatımı bulunmamakla birlikte tanık ... soruşturma aşamasında verdiği ifadede yakınana tekme vurarak uyandırdıklarını ifade etmiş, yakınanın korkması üzerine saati verdiğini ifade etmiştir.
Ceza yargılamasında temel prensibi bugünden dünün öğrenilmesi olduğu dikkate alındığında öncelikle yakınanın ifadesine başvurulup beyanlarda aykırılık giderildikten sonra olayın tanıklarıyla birlikte değerlendirilip beyanlardan sonucuna göre birinin diğerine hangi nedenlerle üstünlük tanındığının karar yerinde tartışılması gerekir. Ceza yargılamasında doğrudan doğruyalık ilkesi gereği yakınan ve/veya tanığın gaip, vefa etmiş, adresi meçhul veya ulaşılamaz olduğu mahkemece açıkça saptanmadan anılan unsurların alınan beyanları ile yetinilmesi doğru olmayacaktır.
Hal böyle olunca; mağdur resen adres kayıt sistemindeki tüm adreslerinden araştırma yapılarak tespit halinde duruşmada olay ile ilgili ayrıntılı beyanı ile; haklarında beraat kararı verilen ve bir ölçüde olayın tanığı durumundaki diğer kişilerinde bu sıfatla mahkeme huzurunda andlı beyanları alınıp, mağdur ve tanıkların beyanları arasında aykırılık olursa bu durum usulünce giderildikten sonra sonucuna göre, sanığın suç teşkil eden haksız fiili olup olmadığı, varsa bunun hukuki değerlendirmenin yapılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yetinilip, duruşmaya devamla yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 326.madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.