Hırsızlık - konut dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1680 Esas 2018/6755 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1680
Karar No: 2018/6755
Karar Tarihi: 07.05.2018

Hırsızlık - konut dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1680 Esas 2018/6755 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, suça sürüklenen çocuğun hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlediğine dair kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verildiğini belirtiyor. Suç tarihinde henüz 18 yaşını ikmal etmeyen ve önceden hapis cezasına çarptırılmamış olan suça sürüklenen çocuğun, adli para cezası ya da diğer tedbirlerden birine çevrilebilecek kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Kanun Maddeleri:
-TCK'nın 50/3. maddesi: Suça sürüklenen çocuğun hürriyeti bağlayıcı cezasının çevrilebileceği halleri düzenler.
-TCK'nın 50/1. maddesi: Hapis cezasının adli para cezasına çevrilebileceği halleri düzenler.
13. Ceza Dairesi         2017/1680 E.  ,  2018/6755 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamı ile buna benzer birçok ilamında “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.” şeklinde belirtildiği, somut olayımızda ise her ne kadar suça sürüklenen çocuğun dosyada mevcut kamera kayıtlarında belirlenen kişi ile kuvvetle muhtemel aynı kişi olduğunu belirtir uzmanlık raporu bulunmakta ise de bahse konu raporun şüpheden uzak kesinlik içermemesi yine bozma ilamı sonrası dinlenen mağdurların da suça sürüklenen çocuğu kesin teşhis edememiş olmaları karşısında; Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlediğine ilişkin hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun beraatı yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
    2-Kabule göre de; Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde henüz 18 yaşını ikmal etmediği ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması nedeniyle TCK"nın 50/3. maddesi gereğince hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Kanunun 50/1. maddesi gereğince adli para cezası ya da diğer tedbirlerden birine çevrilmesi zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 07.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.