2. Ceza Dairesi 2017/1603 E. , 2017/2700 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçuna yardım etme suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 39/1-2-c maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmedilen cezanın anılan Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine, nitelikli hırsızlık suçundan sanık ..."nın, anılan Kanun"un 142/2-d ve 43/1. maddeleri gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair (kapatılan) Kartal 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2009 tarihli ve 2009/90 esas, 2009/872sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 27/01/2017 gün ve 4470/2015 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 gün ve 2017/7417 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Hırsızlık eylemine katılan sanık ... ve arkadaşlarının müştekinin evinden çaldıkları kasayı bir inşaata götürüp bırakmalarından sonra, sanık ..."in de kendilerine katılarak kasayı başka bir inşaata taşımaları ve ardından hep birlikte açarak içindeki paraları ve altınları alma şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemde, hırsızlık suçunun, kasanın sanık ... ve arkadaşları tarafından inşaata bırakılmasıyla tamamlandığı, sanık ..."in kendisinden önce getirilmiş kasanın başka bir inşaata taşınarak spiral aleti ile açılmasından sonra paraların bir kısmını kabul etme şeklinde gerçekleşen eyleminin hırsızlık suçuna yardım etme değil, 5237 sayılı Kanun"un 165. maddesinde düzenlenmiş olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturacağı, hukukî durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
2-Sanık ...’nın, haklarında Çocuk Mahkemesine dava açılan yaşı küçük şahıslar...ve ... ile birlikte şikayetçinin evinin pencere demir korkuluğunu kesip, penceresine de zarar vermek suretiyle içeri girerek, bir kısım eşyalar ile şikayetçinin ifadesine göre giriş kapısının yanında bulunan portmantoda takılı vaziyette duran her iki aracın kontak anahtarlarını da çalıp, bu anahtarlar ile dışarıda park halinde bulunan araçları da çalmaları şeklinde gelişen olayda; araya zaman aralığı girmemesi ve fiilin kesintiye uğramadan devam etmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanık ...’nin eyleminin, bir bütün halinde TCK"nın 142/2-d maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında hükmolunan cezadan 5237 sayılı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapılarak yazılı şekilde fazla ceza tayininde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık ...’in eylemine yönelik 1 no"lu kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında, diğer sanık ... ve haklarında çocuk mahkemesine dava açılan suça sürüklenen çocuklar ...’in eylemlerine yardım ederek iştirak ettiğinden bahisle mahkemece TCK’nın 142/1-b, 39/1-2,c maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; hırsızlık eylemini birlikte gerçekleştiren sanık ... ve diğer suça sürüklenen çocukların şikayetçinin evinden çaldıkları kasayı bir inşaata götürüp bırakmalarından sonra, sanık ..."in de kendilerine katılarak kasayı başka bir inşaata taşımaları ve ardından hep birlikte açarak içindeki paraları ve altınları almaları şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemde, hırsızlık suçunun, kasanın sanık ... ve arkadaşları tarafından inşaata bırakılmasıyla tamamlandığı, sanık ..."in kendisinden önce getirilmiş kasanın başka bir inşaata taşınarak spiral aleti ile kesilip açılmasından sonra paraların bir kısmını kabul etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin hırsızlık suçuna yardım etme değil, TCK’nın 165. maddesinde düzenlenmiş olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturacağı, sanığın hukukî durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle 1 no"lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KARTAL/Kapatılan) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 30.09.2009 gün, 2009/90 E., 2009/872 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendi uyarınca, sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nın 165/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 52/2. maddesi uyarınca mahkemenin takdiri gözetilerek bir gün karşılığı 20 TL kabul edilerek sonuç adli para cezasının 100 TL olarak belirlenmesine, yine mahkemenin takdiri gözetilerek sanığa verilen hâpis cezasının TCK"nın 51/1. maddesi gereğince ERTELENMESİNE, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına,
2- Sanık ...’nın eylemine yönelik 2 no"lu kanun yararına bozma istemine gelince;
Her ne kadar UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre ...’nın hükümden sonra 05.09.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmış ise de, kesinleşen hükümden sonraki değişiklikler kanun yararına bozma gerekçesi yapılamayacağından, mahallince değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ...’nın, haklarında çocuk mahkemesine dava açılan suça sürüklenen çocuklar ... ile birlikte şikayetçinin evinin pencere demir korkuluğunu kesip, penceresine de zarar vermek suretiyle içeri girerek, bir kısım eşyalar ile şikayetçinin ifadesine göre giriş kapısının yanında bulunan portmantoda takılı vaziyette duran her iki aracın kontak anahtarlarını da çalıp, bu anahtarlar ile dışarıda park halinde bulunan araçları da çalmaları şeklinde gelişen olayda; araya zaman aralığı girmemesi ve fiilin kesintiye uğramadan devam etmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanık ...’nin eyleminin, bir bütün halinde TCK"nın 142/2-d maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturacağının gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KARTAL) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 30.09.2009 gün, 2009/90 E., 2009/872 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle hüküm fıkrasından TCK"nın 43.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, TCK’nın 142/2-d maddesi uyarınca ve mahkemenin takdiri gözetilerek hapis cezasının 3 yıl olarak belirlenmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.