Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18371 Esas 2017/3789 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18371
Karar No: 2017/3789
Karar Tarihi: 08.05.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18371 Esas 2017/3789 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/18371 E.  ,  2017/3789 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.08.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, paydaş olduğu 1402 parsel sayılı taşınmazın 3/7 payını 28.08.2012 tarihinde davalının satış yoluyla edindiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/2 payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazın 6.000 TL bedelle satın alınmasına rağmen bu taşınmazın tapuda satış bedelinin 1.000 TL olarak gösterildiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle ve davacı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, kargir ev niteliğindeki 1402 parsel sayılı taşınmazda 4/7 pay davacı ..., 3/7 pay davalı ... adına kayıtlıdır. Davalı vekili keşiften sonra ve temyiz dilekçesinde taşınmazda fiili paylaşım bulunduğunu ileri sürmüştür. Fiili taksim savunması yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak, davalının fiilli taksim savunmasına ilişkin delillerinin varsa davacının karşı delillerinin sorulup toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.