19. Hukuk Dairesi 2016/4334 E. , 2016/15568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl-birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı, dava konusu 21.12.2010 vadeli 10.000 TL bedelli senedin kendisine zorla imzalattırıldığını, senette malen kaydı bulunmakta olup herhangi bir mal alışverişinin olmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili duruşmadaki beyanında, müvekkilinin davalı tarafa borcu bulunmadığını, taraflar arasında ticari bir ilişkinin de söz konusu olmadığını ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı, davaya konu senedin kendisine zorla imzalattırıldığını ileri sürerek, davalıya borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davalıya tebligat yapılamamıştır.
Mahkemece toplanan delillere göre, senetlerin borçlularının ... ve davacı ... .., lehdarının ise davalı ... olduğunun saptandığı, senetlerde malen kaydı bulunduğu, davalı senetlerin imzalanmış şekilde senetlerde borçlu gözüken ... tarafından daha önce davacının ve kardeşleri ile davalıya sattığı arabalar karşılığında kendisine, davacının bulunmadığı bir sırada verdiğini bildirdiği, davacı eczacı olup ayrıca kardeşleri ile oto ticareti yaptığı iddia edilmiş ise de bu iddianın ispat edilemediği, dinlenen tanık ..."ın beyanından anlaşılacağı üzere dava konusu senetlerin dava dışı senet borçlusu gözüken ... ve adamlarının tehditleri sonucunda, davacı tarafından imzalandığının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu senetlerin davacı tarafından tehditle imzalandığından senetlerden dolayı sorumluluğu bulunmadığı, davalının da senet lehdarı olması nedeniyle durumu bildiği ve iyiniyet kuralının kendisi açısından işlemeyeceği sonucuna varıldığı, davacının dava konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen dava bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davacının bonolarda aval olarak imzası bulunmaktadır. Bononun kendisine zorla imzalattırıldığını belirtmiştir. Davacı aynı bonolarla ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuş, şikayet dilekçesi ve ifadesinde kendisinin dolandırıldığını belirtmiş ancak yargılama sırasında dinlenen tanık ..."ın beyanında belirttiği şekilde silah zoruyla bonoların imzalattırıldığı hususunda şikayetçi olmamıştır. Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan soruşturma sonunda takipsizlik kararı verilmiş, itiraz reddedilmiş olup takipsizlik kararı kesinleşmiştir. Yine ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2012/13704 soruşturma numaralı 2012/11850 kararı ile davacı şikayeti hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Mahkemenin kararına gerekçe oluşturduğu tanık ... davacının kardeşinin çalışanı olup bu tanığın anlatımında belirtilen hususlarda davacının ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2010/23599 soruşturmasındaki 19.06.2010 tarihli beyanında da bahsedilmemiş, bu ifadesinde bonoların silah zoruyla imzalatıldığı konusunda bir beyanda bulunmamıştır. Kaldı ki davacının bu anlatımları keşideci ile kendi arasındaki hukuki ilişki olup, 3. kişi olan bono lehdarına karşı ileri sürülemez. Mahkemece tüm bu hususlar dikkate alınarak asıl ve birleşen davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.