18. Ceza Dairesi 2016/13588 E. , 2018/7367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit, yaralama, 6136 sayılı Kanuna ayrılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A- Sanığa yükletilen 6136 sayılı Kanuna aykırılık eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda ve TCK"nın 53/1-c maddesinin de Kanunda öngörülen biçimde, infaz evresinde resen uygulanabileceği,
Ancak,
Tekerrüre esas başka mahkumiyeti bulunan sanığın, önceki mahkumiyetine konu suçun, TCK"nın 191/1. maddesi uyarınca hükmolunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma olması ve 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesine göre tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, bu tedbirin gereklerine uyması halinde ise açılmış olan davanın düşürülebilecek olması karşısında, bu ilamın tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı ve sanık ...’nın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak,tekerrür uygulamasına ilişkin mahkeme adı ve numarasının hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine " Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04/07/1989 tarih, 122/64 E/K sayılı " ilamının yazılmasına ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi de gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Edremit 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.02.2006 tarih, 2005/527 Esas, 2006/27 Karar sayılı ilamı ile verilmiş 10 ay hapis cezası esas alınarak belirlenmesi” ibaresinin eklenmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Hakaret, yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak,
1- Sanığın, müştekiyi bıçakla " sana bu mekanı çalıştırmayacağım" diyerek tehdit edip yumrukla yaralamaya teşebbüs ettiği olayda, eyleminin bütün halinde TCK"nın 117/1, 119/1-a maddelerinde düzenlenen silahla iş ve çalışma hürriyetini ihlal etme suçunu oluşturduğu düşünülmeden, suç vasfında yanılgıyla tehdit ve yaralama suçlarından mahkûmiyet kararları verilmesi,
2- Sanığın, aşamalarda katılanın kendisine hakaret ettiğini belirtmesi ve katılan hakkında hakaret suçundan kamu davası açılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK"nın 129/3. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3- Hakaret suçunda TCK"nın 62/1. maddesi uyarınca indirim yapılırken hesap hatası neticesinde, sonuç cezanın 2 ay 27 gün yerine 2 ay15 gün olarak eksik belirlenmesi,
4- Tekerrüre esas başka mahkumiyeti bulunan sanığın, önceki mahkumiyetine konu suçun, TCK"nın 191/1. maddesi uyarınca hükmolunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma olması ve 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesine göre tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, bu tedbirin gereklerine uyması halinde ise açılmış olan davanın düşürülebilecek olması karşısında, bu ilamın tekerrüre esas alınamayacak olması,
5-TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hüküm, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması,
6- 5237 sayılı TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3 fıkrası hükmünün gözetilmemesi,
7- Kabule göre de, katılanın eşi tanık ..."ın, aşamalarda sanığın yumrukla eşine doğru hamle yaptığı ancak vuramadığını beyan etmesi, katılana ait adli raporda da darp ve cebir izinin bulunmadığının belirtilmesine rağmen, yaralama eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme kısmen aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.