11. Hukuk Dairesi 2016/15012 E. , 2018/7599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/09/2015 tarih ve 2014/497-2015/461 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 04.12.2018 günü hazır bulunan davacı asil ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankanın Uşak şubesindeki yetkililer tarafından kendisine üst segment müşterisi olduğu ifade edilmek ve gerçek dışı beyanlarla yanıltılmak suretiyle döviz opsiyon işlemleri yapılması konusunda ikna edildiğini, opsiyonun bariyere değmesinden sonraki süreçte kandırıldığını anladığını, davalının hile ile akdedilen sözleşmeden sonra yaptığı işlemlerde de kusurlu olduğunu, lisansı olmayan personelin ürün pazarlamasına izin verdiği gibi, işlem hakkındaki kontrol ve denetim görevini de yerine getirmediğini, risk bildirimine dair sözleşmenin sonradan imzalatıldığını, opsiyon sözleşmesi ve teyit formunun yetersiz olduğunu, opsiyon işleminin bariyere değmesinden sonra da kendisine yanlış ve hatalı bilgi verildiğini, yatırımcı desteği verilmeyerek yapılabilecek işlemlerin yapılmadığını, yeterli teminat olmasına rağmen yeni işlem yapılmadığını, keyfi teminat oranı uygulamakla zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, SPK"na bildirdiği teminat oranlarının dışında işlem yaptığını, aynı şubede kendisi gibi birçok müşteri zarar gördüğünden banka müdürü ve ticari temsilcinin görevine son verildiğini ileri sürerek, davalının kasıtlı ve kusurlu fiilleri ile 830.000,00 TL zarara neden olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL"nin avans faizyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan tüm işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, borsa dışında tezgahüstü piyasada yapılan işlemler olması sebebiyle SPK"na tabi olmadığını, davacının opsiyon işlemlerinin riskini bilmesine rağmen işbu işlemleri yaptığını, işlemlerin kazanç getirmesine itirazı olmayan davacının zarara uğraması nedeniyle işlemi ve risklerini bilmediğine ilişkin iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında değişik tarihlerde düzenlenmiş opsiyon sözleşmesi, teyit formu ve vadeli işlem sözleşmesi teyit formları imzalandığı, bu formların 18/05/2015 tarihli opsiyon çerçeve sözleşmesinin ekleri niteliğinde olduğu,sözleşme ve eklerinin düzenlendiği tarihler itibariyle uyuşmazlığın 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nun kapsamı dışında olduğu, yapılan işlemlerle ilgili oluşabilecek risklerin davacının imzasını taşıyan belgelerle usulüne uygun ve yeterli açıklıkta davacıya bildirildiği, işlemler niteliği itibariyle SPK mevzuatına tabi olmadığından davalı banka görevlilerin lisans sahibi olmamalarının başlı başına sorumluluk doğuran bir husus olmadığı, opsiyon işlemlerinde teminat alınması, gerektiğinde teminatın oran ve tutarının işlemlerdeki risk durumuna göre bankanın yetkisinde olduğu, somut olayda da davalının teminat tamamlama çağrısının piyasa/ fiyat koşullarına göre uygun olduğu, opsiyon işleminin bariyere değmesinden sonra hatalı bilgi verildiği iddiasının tespit edilen TL/USD kuru dikkate alındığında geçerli olmadığı, sonuç olarak yapılan işlemler nedeniyle davacının uğradığı zararın davalı bankanın ihmal ya da kusurundan kaynaklanmadığı, davacı tarafından temin edilip sunulan uzman görüşleri kapsamında, davacının risklerinden dolayı aydınlatılmadığı, işlem yapan görevlilerin yeterli lisansa sahip olmadıkları gibi hususların esasen alınan raporlarda ayrıntılarıyla açıklanmış olup, ilgili iddiaların incelenen sözleşme ve teyit formları kapsamında değerlendirilmiş olup, riskler kanununda davacının konumuna uygun şekilde bilgilendirmenin yapıldığı, işlemlerin niteliği dikkate alındığında SPK lisansı bulunan görevlilerce yapılması gereği bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.