Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/20041
Karar No: 2012/28276

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/20041 Esas 2012/28276 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/20041 E.  ,  2012/28276 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Beykoz İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 11/05/2011
    NUMARASI : 2011/200-2011/171

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir” hükmü öngörülmüştür.
    Şikayet konusu tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup somut olayda uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir.
    Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
    Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu
    belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
    Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır (HGK. nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı).
    Somut olayda tebliğ işleminin, "Muhatap mesai saatinde iştakibinde olduğundan ilgili mahalle muhtarına tebliğ edildi. Kapısına 2 nolu ihbar bırakıldı. Komşusu A.H.V.a haber bırakıldı. Komşusu beyanında imzadan imtina etmiştir" şerhiyle tebligat işleminin tamamlandığı görülmektedir.
    Görüldüğü üzere tebliğ memuru, muhatabın iş takibinde olduğu hususunu kimden sorularak belirlendiğini tespit etmediği gibi bu hususta beyanı alınan kişinin kim olduğu ve imzası, imzadan çekinmiş ise bu hususun da tebligat parçasında gösterilmesi gerekirken bu lazimeler yerine getirilmemiştir.  Bu hali ile tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun"un 21.maddesi ile Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüzdür.
    Ayrıca Tebligat Kanunun 23/9 maddesi gereğince, tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzasını, İhtiva etmesi lazımdır. Tebligat zarfı incelendiğinde tebliğ edildiği bildirilen mahalle muhtarının imzasının tebligat zarfında bulunmadığı anlaşıldığından, tebligat işlemi bu nedenle de usulsüzdür.
    7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince de tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
    Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 05/06/1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir."Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
    Somut olayda, borçlunun tebliğ tarihinin 03/05/2011 olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece, dosya üzerinden inceleme yapılarak şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin gerçeğe aykırılığı iddia ve ispat edilmediği takdirde öğrenme tarihinin 03/05/2011 olduğunun kabulü gerekir. Bu tarihe göre ise, 06/05/2011 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürededir.
    O halde, mahkemece, duruşma açılarak, yukarıda açıklanan usul ve esaslar da gözönünde bulundurulmak suretiyle inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken  yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlunun  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  27/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi