Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15285
Karar No: 2012/28259

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/15285 Esas 2012/28259 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/15285 E.  ,  2012/28259 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yalova İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/03/2012
    NUMARASI : 2012/4-2012/112

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    İİK"nun 127.maddesine göre taşınmaz mal ihalelerinde satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilmesi zorunlu olup, bu husustaki eksiklik tek başına ihalenin feshi nedenidir.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir" hükmü öngörülmüştür.
    Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup olayda uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir.
    Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2.,3.,4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.
    Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
    Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgeIemesine bağlıdır (HGK. nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı).
    6099 Sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesinde ise "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
    Ayrıca Tebligat Kanunu"nun 23/9 maddesi gereğince, tebliğ evrakı tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını, İhtiva etmesi lazımdır.
    Somut olayda borçlu V.H.hakkında yapılan tebliğ işleminin, "Muhatap geçici olarak İstanbul"a gittiğinden evrak mahalle muhtarına bırakıldı kapısına 2 nolu ihbar yapıştırılarak komşusu N.H.haber verildi" şerhiyle 10.11.2011 tarihinde tebliğ edilerek tamamlandığı, tebligat zarfında adresin borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair de şerh bulunduğu ancak tebliğ evrakında tebliğ memurunun ad ve soyadının bulunmadığı bu hali ile tebliğ işleminin Tebligat Kanunu"nun 23/9 hükmüne aykırı olup usulsüz olduğu görülmektedir.
    Yine 108 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın yeni maliki i.G. hakkında yapılan tebliğ işleminin, "Muhatap geçici olarak Yalova"ya gittiğinden evrak mahalle muhtarına bırakıldı kapısına 2 nolu ihbar yapıştırılarak komşusu N. H.na haber verildi" şerhiyle 10.11.2011 tarihinde tebliğ edilerek tamamlandığı, tebligat zarfında adresin borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmadığı, muhatabın geçici olarak Yalova"ya gitmiş olduğu hususunun kimden sorularak tespit edildiğinin belirtilmediği gibi haber verildiği belirtilen kişinin imzası, imzadan çekinmiş ise bu hususun da tebligat parçasında belirtilmediği, yine tebliğ evrakında tebliğ memurunun ad ve soyadının bulunmadığı bu hali ile tebliğ işleminin Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi ve Tüzüğün 28. maddesi ile Tebligat Kanunu"nun 23/9 hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu görülmektedir.
    Diğer taraftan İİK"nun 129/1. maddesi gereğince, artırma bedeli, taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %60"ını bulmak ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar o taşınmaz ile temin edilmişse, bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olmak ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi gerekir. İhalesi yapılan 118 ada, 3 parsel, 8 bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydında T.C. Ziraat Bankası lehine 26.600,00 TL. bedelli, 02.06.2006 tarihinde tesis edilmiş ipoteğin (rüçhanlı alacağın) bulunduğu görülmektedir. İcra müdürlüğünce, ipotek alacağı miktarının alacaklı bankadan sorulup tespiti yapılmadan, satış bedelinin rüçhanlı alacakları karşılayıp karşılamadığı saptanmadan ihalenin yapılması da usulsüzdür.
    Ayrıca ihalenin feshini İİK.nun 134/2. maddesi gereğince yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler isteyebilirler. Şikayetçi İ.G. ihalenin feshine konu .ada,. parsel sayılı taşınmazın yeni maliki sıfatı ile bu parsele yönelik ihalenin feshini talep edebilir ise de davaya konu diğer . ada,.parsel, 8 bağımsız bölüm nolu taşınmaz hakkında yapılan ihalenin feshini talep edemez.
    Bu durumda davacı İ. G.118 ada, 3 parsel, 8 bağımsız bölüm nolu taşınmaz hakkında açtığı davasının sıfat yokluğu nedeni ile reddine, işin esasına ilişkin karar verilmediğinden para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına, davacı İ. G.ün 108 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında ve davacı V. H."nun her iki taşınmaz hakkında açmış olduğu davanın yukarıda belirtilen gerekçeler ile kabulüne dava konusu taşınmazlar hakkındaki ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile her iki taşınmaz hakkındaki ihalenin feshi taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ :Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi