6. Ceza Dairesi 2016/5172 E. , 2016/5928 K.
"İçtihat Metni" Yağma suçundan sanık ..."in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 497/2, 65/3, 59/2, 31, 33, 71 ve 77. maddeleri gereğince 36 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair.... Ağır Ceza Mahkemesinin 20/09/2002 tarihli ve 2001/367 esas, 2002/289 sayılı kararını müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılan uyarlama yargılaması sonucunda sanığın anılan Kanun’un 149/1-a, c, d, h, 150/2, 39/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay (iki kez), 4 yıl 2 ay ve 1 yıl 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin anılan Mahkemenin 23/06/2005 tarihli ve aynı sayılı ek kararına karşı ... Bakanlığının 24.06.2016 gün ve 94660652-105-35-6802-2016- Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2016 gün ve KYB/2016/291482 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 26.07.2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
(Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 12/09/2006 tarihli ve 2006/359-7944 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağı nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe kanunun tespit edilip, uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa yada cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkânı sonraki kanun ile doğmuşsa, bu bağlamda 765 sayılı Kanun’un suça yönelik yapıcı davranışların ulaştığı aşamayı esas alan ve 1/2"den 2/3"e kadar indirim ön gören 62. maddesine karşılık değişik öğeyle meydana gelen zararın veya tehlikenin ağırlığını ölçüt alan ve 1/4"ten 3/4"e kadar indirim olanağı sağlayan 5237 sayılı Yasanın 35. maddesine göre indirim oranının takdiri gibi hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde,
2-Yağma suçunun 5237 sayılı Kanun’un 149. maddesinin 1. fıkrasının (a)-(c)-(d) ve (h) bentlerine aykırı biçimde, silahla, birden fazla kişi tarafından, işyerinde ve geceleyin işlendiği halde, aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken bunların değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-5237 sayılı Kanun’un 150. maddesinin 2. fıkrasındaki "malın değerinin azlığı" kavramının, 765 sayılı Kanun’un 522. maddesindeki "hafif " ve "pek hafif" ölçütleri ile her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, "değerin azlığı"nın 5237 sayılı Kanun’a özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun; daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar (örneğin; bir kaç meyve veya ekmek, yiyecek; bir iki defter, kalem, sigara, bira ve benzeri) değer olarak az olan şeyi alma durumunda olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, anılan maddenin koşulları oluşmadığı halde, değer az kabul edilip cezadan indirim yapılarak karar verilmesi,
4-Hükümlünün, diğer hükümlülerle önceden anlaşarak ve verilen karar doğrultusunda suça doğrudan katıldığı halde, hakkında unsurları oluşmayan 5237 sayılı Kanun’un 39. maddesinin uygulanması,
5-01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddeleriyle, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 23/02/1938 günlü ve 1937/23- 1938/9 sayılı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25/05/1999 günlü ve 133/142 sayılı kararları ışığında; somut olaylarla ilgili 765 sayılı Kanun’un 497/2, 59/2, (3 kez) maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda, 5252 sayılı Kanun’un 6/1. maddesi uyarınca ağır hapsin hapse dönüştürüldüğü de gözetildiğinde, 765 sayılı Kanun uyarınca kurulan hükmün hükümlü yararına olduğu düşünülmeyerek, yazılı biçimde karar verilmesinde, isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre;
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
1-Hükümlü ..."in 01.04.2001 günü gece saatlerinde diğer hükümlüler... ile birlikte yakınan ...’ın işyerine gidip, silah çekerek masa çekmecesindeki 25 milyon lirayı, diğer yakınan ...’a da silah doğrultarak 15 milyon lira değerindeki cep telefonunu aldıkları, 01.04.2001 günü yine gece saatlerinde diğer hükümlüler... ile birlikte ... İnternet Kafe’ye giderek yakınan ...’in masa üzerindeki cep telefonunu aldıkları, yakınanın itiraz etmesi üzerine silah çekerek "Sus, sesini çıkarma" dedikleri, bu yerde açık kimliği belirlenemeyen bir kişinin de cep telefonunu almak istedikleri, vermemesi üzerine silahı çektikleri, ancak dışarıdan işyeri sahibinin geldiğini görünce kaçtıkları,
Mahkemenin 2001/367-2002/289 sayılı kararıyla hükümlünün yakınanlar ...’a karşı eylemlerinden 765 sayılı TCY"nin 497/2, 65/3, 59/2 (2 kez) maddeleri gereğince 8"er yıl 4"er ay; yakınan...’e yönelik eylemi nedeniyle TCY"nin 497/2, 59/2. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay; açık kimliği saptanamayan kişiye karşı eyleminden TCY"nin 497/2, 61, 59/2. maddeleri gereğince 5 yıl 6 ay 20 gün, aynı Yasa"nın 71. maddesi uyarınca 37 yıl 22 ay 20 gün ve 77. maddesi gereğince sonuç olarak 36 yıl ağır hapis cezasıyla hükümlendirildiği; bu hükmün yakınan Ahmet Bora Gürer"e yönelik eyleminin Dairemizce 12.06.2003 gün ve 2002/24607-2003/4212 sayılı kararında re’sen incelenip, TCY"nin 65/3. maddesi koşullarının bulunmadığı hususu diğer temyiz eden hükümlüler yönünden eleştirilerek onama kararı verildiği, hükümlü ..."in yakınan Ahmet Bora Gürer dışındaki diğer yakınanlara yönelik eylemlerinden kurulan hükümlerine karşı bir temyiz davası açılmadığından mevcut halleri ile kesinleştiği,
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY"nin uyarlanması istendiğinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23.06.2005 günlü kararla yakınanlar..."a karşı eylemlerinden 5237 sayılı TCY"nin 149/1-a-c-d-h maddesi uyarınca 10’ar yıl hapis cezasına hükmedilip, 150/2 maddesi gereğince değer az kabul edilerek 1/2 oranında indirilerek 5’er yıl, aynı Yasa"nın 39/1. maddesi gereğince yarı oranında indirilerek 2"şer yıl 6 ay ve 62/1. maddesiyle 1/6 oranında indirilerek 2"şer yıl 1"er ay (2 kez),
Yakınan ...’e karşı eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY"nin 149/1-a-c maddesi uyarınca 10 yıl, 150/2. maddesi uyarınca değer az kabul edilerek 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 5 yıl, 62/1. maddesi ile 1/6 oranında indirilerek sonuçta 4 yıl 2 ay, Açık kimliği saptanamayan şahsa yönelik eyleminden 149/1-a-c maddesi gereğince 10 yıl, 150/2. maddesi uyarınca değer az kabul edilerek 1/2 oranında indirilerek 5 yıl, 35/2. maddesi gereğince 1 yıl 3 ay ve 62/1. maddesi ile 1/6 oranında indirilerek 1 yıl 15 gün hapis cezası ile hükümlendirilmesine karar verilmiş ise de; bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılmış olması nedeniyle duruşma açılarak hüküm kurulmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Hükümlünün, diğer hükümlülerle önceden anlaşarak ve verilen karar doğrultusunda suça doğrudan katıldığı halde, hakkında unsurları oluşmayan 5237 sayılı TCY"nin 39. maddesi ile uygulama yapılması,
Usul ve yasaya aykırı olduğundan,
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile.... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 23.06.2005 gün, 2001/367 Esas ve 2002/289 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.