Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4457 Esas 2019/1034 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4457
Karar No: 2019/1034
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4457 Esas 2019/1034 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı banka, müşterisi olan davacının kredi kartından bilgisi dışında yapılan harcamalar nedeniyle davalı bankayı zarara uğrattığı gerekçesiyle menfi tespit davası açmıştır. Davalı banka ise harcamaların davacının onayıyla yapıldığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda mahkeme, davacının kartından yapılan harcamaların SMS ile gönderilen tek kullanımlık şifre ile yapılmadığı gerekçesiyle davacı lehine karar vermiştir. Ancak yapılan bilirkişi incelemesi yetersiz olduğu için karar bozulmuştur. Kararda 5464 sayılı Yasanın 16. maddesi belirtilerek, kart hamilinin kredi kartını güvenli bir şekilde koruması ve başkalarının kullanımına engel olacak önlemleri alması gerektiği vurgulanmıştır.
5464 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 16. maddesi: Kart hamili, kendisine tevdi edilen kredi kartını ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almakla yükümlüdür.
19. Hukuk Dairesi         2017/4457 E.  ,  2019/1034 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük.Mah.Sıf.)

    Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacıya ait kredi kartından bilgisi dışında 09/09/2015 tarihinde ...isimli yerden 1.686,17 TL olmak üzere iki seferde toplamı 3.372,34 TL’lik harcamalara itiraz edildiğini, davalı bankanın davacının itirazını reddettiğini, gerekli özen ve güvenlik sorumluluğunu yerine getirmeyen davalı bankanın zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 24/02/2016 tarihli dilekçesi ile davacının cebri icra tehditi altında davaya konu borcu ödediğini belirterek işbu davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, kredi kartı ile yapılan işlemlerin tek kullanımlık 3D güvenlik şifresinin girilerek gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, 5464 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca kart hamilinin, kendisine tevdi edilen kredi kartını ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almakla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda celp edilen kayıtlara göre davacıya ait GSM hattına alışverişin yapıldığı saat ile davacının cep telefonuna SMS şifresinin gönderildiği saatin birbiri ile uyuşmadığı, bu durumda dava konusu alışverişin SMS ile gönderilen tek kullanımlık şifre ile yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davacı tarafından yapılmadığı iddia edilen harcamalardan dolayı borçlu olunmadığına yönelik açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişinin uzmanlık alanı mevcut uyuşmazlığı değerlendirme noktasından uzaktır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı bankanın elektronik sistemleri üzerinde bilgisayar mühendisi uzman aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacı kartı ile yapılan harcamanın gün ve saati ile bankanın (saat dilim farkı da dikkate alınarak) SMS onay kodunu gönderdiği saat ve yine davacının harcama ile ilgili bankaya bildirimde bulunduğu tarihe ilişkin kayıt ve belgeler de incelenmek suretiyle Yargıtay denetimine de elverişli bir rapor aldırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibaret olmalıdır. Yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.