Esas No: 2019/6262
Karar No: 2020/486
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/6262 Esas 2020/486 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ile temyize cevap veren katılma yoluyla temyiz eden davalı birleşen davacı .... A.Ş. ve davalı ... ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... köyü eski 264 parsel yeni 674 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı .... A.Ş. adına tescil edilmiştir. Beyanlar hanesine 23.01.1979, 21.12.1983 tarihli “Eski Eserdir”, 20.12.1994 tarihli “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” şerhi vardır.
Davacı ... Yönetimi, ... ..."un hasım olarak gösterildiği 02.02.2002 tarihli dava dilekçesinde; ... köyü, ... mevkiindeki davalı adına tapuda kayıtlı 264 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, 9 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan tahdidin 29.03.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleştiğini, 2/B madde uygulamasına konu olmadığını öne sürerek, taşınmazın kesinleşen tahdit içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ... ... vekili Av. ..."in tapu kaydını da ibraz ederek müvekkilinin taşınmazı 18.04.2012 tarihinde “... Turizm A.Ş."ye" sattığını bildirmesi üzerine davacı vekili 25.12.2012 tarihli dilekçesi ile dahili dava ederek davasını yeni malike yöneltmiştir.
Davalı ... Turizm Sanayi A.Ş. vekili Av. ... cevabında; görülmekte olan bu davadan da söz edilerek 27.03.2003 tarihinde mahkemenin 2003/171 Esas sayılı dosyasında özel mülk olan ve önceki maliklerinden satın alınan 264 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün orman sınırları içine alınmasına ilişkin orman kadastro tesbitinin iptali istemiyle dava açtıklarını belirterek açtıkları bu davanın bekletici sorun yapılmasını, Devletin bir organının verdiğini başka bir organının geri almasının hukuka uygun olmadığını, Orman Kanununun 11. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğundan öne sürerek konunun Anayasa Mahkemesine götürülmesini istemiştir.
Mahkemece; 01.07.2003 günlü ve 2002/80 E. - 2003/593 K. sayılı, kararla davanın kabulü ile ..., ... köyü, ... mevkiinde bulunan 264 nolu parselin fen ve orman bilirkişilerinin rapor ve krokilerinde (D) harfi ile gösterilen 593,64 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 499,66 m2 bölümlerinin davalı adına olan tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline, kalan bölümün kayıt üzerinde bırakılmasına, davalının tapusu iptal edilen kısma ilişkin müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi ve davalılardan ...
Tur. A.Ş. tarafından temyizi üzerine verilen hüküm Dairemizin 10/01/2005 tarih ve 2004/7108 E. - 2005/151 K. sayılı ilâmı ile "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava tapu iptali istemi olup, aynı yere ilişkin tapu maliki ... Turizm A.Ş.’nin açtığı orman kadastrosunun iptali davasının da bulunduğu ve aynı gün Dairemizde temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmakta olup, her iki dosya birbiriyle irtibatlı olduğundan birleştirilerek birlikte görülmesi gerektiği düşünülmediği gibi, davalı yerde 1989 yılından önce orman tahdidi bulunduğu anlaşılmasına rağmen, buna ilişkin tutanaklar da getirtilip denetlenemediğinden, alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak kurulan hüküm yeterli sayılamaz. Bu nedenle; öncelikle dosyanın aynı mahkemenin 2003/171-417 sayılı dava dosyası ile HUMK’nın 45. maddesine göre birleştirilip birlikte görülmesi, yapılan orman kadastro tutanak ve krokileri getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda en az 4 yada 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya meydan vermeyecek şekilde saptanması, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Birleştirilen aynı mahkemenin 2005/265 Esas sayılı dosyasında 27.03.2003 tarihinde Orman Genel Müdürlüğüne izafeten ... Orman İşletme Müdürlüğü hasım gösterilerek asıl dosya davalısı olan ... Turizm Sanayi A.Ş. tarafından açılan davada asıl davadan da söz edildikten sonra ... köyü, ... mevkiinde bulunan 264 parselin bir bölümünün orman sınırları içine alınmasına ilişkin orman kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesinin talep ve dava edildiği, mahkemece verilen 08.05.2003 günlü ve 2003/171 E. - 2003/417 K. sayılı kararla taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastro işlemlerinin 29.03.1989 tarihinde askıya çıkartıldığı ve 29.09.1989 tarihinde kesinleştiği, davanın ise orman kadastrosuna itiraz için öngörülen 10 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı şirketin temyizi üzerine verilen hüküm Dairemizin 10.01.2005 gün ve 2004/7103 E. - 2005/154 K. sayılı ilâmıyla “Çekişmeli ... köyü 264 parsel sayılı taşınmaz hakkında aynı gün Dairede incelemesi yapılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/80 Esasında açılmış tapu iptali ve tescil davası bulunduğu ve bu dosyada verilen kararın araştırmaya yönelik olarak bozulduğu, her iki davanın tarafları ve konusu itibarıyla aynı olup verilecek kararın birbirini etkileyeceği, bu nedenle dosyaların HUMK"nın 45. maddesi gereğince birleştirilerek birlikte görülmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak 31.05.2005 günlü ve 2005/265 E. - 2005-364 K. sayılı kararla dava dosyasının mahkemenin 2005/255 (Bozma öncesi 2002/80) Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan ve orman kadastro tesbitinin iptali istemiyle açılan dava dosyası eldeki dava dosyası ile birleştirildikten sonra; taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının belirlenmesi üzerine Hazine davaya dahil edilmiş, yeniden yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından sonra mahkemece 24.04.2013 günlü ve 2005/255 E. - 2013/497 K. sayılı kararla asıl davanın kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 264 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptaliyle orman vasfıyla ... adına kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine 1. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldığının yazılmasına, taşınmazın 10.820 m2 olan yüzölçümünün 10.963,87 m2 olarak düzeltilmesine, birleştirilen dosyada açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün dahili davalı Hazine vekili ile davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. tarafından temyizi üzerine verilen hüküm Dairemizin 18/12/2014 gün ve 2014/7510 E. - 2014/10740 K. sayılı ilâmıyla; davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş."nin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildikten sonra dahili davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabul ile
“Dava Orman Yönetimi tarafından çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılmış olup, uzman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli 357,07 m2"lik bölümünün 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirlenmiştir. 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile öncesi orman olan yerler Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından ve 2/B uygulamasının kesinleşmesi ile mülkiyet Hazineye geçtiğinden, bu bölüme yönelik Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine süresi içinde davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. vekili ile karar düzeltmeye cevap Hazine vekili katılma yolu ile karar düzeltme istemiş ve Dairenin 31.11.2015 gün ve 2015/6267 E. - 2015/11931 K. sayılı ilamıyla “1) Davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş."nin karar düzeltme istemi yönünden; Davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. vekili Av. ... karar düzeltme dilekçesinde; mahkeme hükmünün şirket vekili olarak kendisine değil şirketin vekili olmayan Av. ... ..."a tebliğ edildiğini, dahili davalı Hazinenin temyiz dilekçesinin ise hiç tebliğe çıkartılmadığını, bu yolla kararı temyiz etme haklarının ellerinden alındığını, karardan haricen ve 27.11.2014 tarihinde haberdar olmaları üzerine 08.12.2014 tarihinde temyiz ettiklerini ancak süresinden sonra verildiğinden bahisle temyiz dilekçelerinin reddine karar verildiğini öne sürerek kararın düzeltilmesini, yerel mahkeme kararının temyiz itirazları doğrultusunda bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya içeriğindeki vekaletname ve duruşma tutanaklarının incelenmesinden davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. vekilinin Av. ... olduğu, Av. ... ... ve Av. ..."in bu şirketin vekili olmadıkları, Av. ... ..."un ilk olarak aleyhine dava açılan eski malik ... ..."in temsilcisi olduğu dava dışı “... Turizm İnşaat Tarımsal Ürünler ve Otomotiv Sanayi Ticaret İthalat İhracat Anonim Şirketi"nin” vekili olduğu, Av. ..."in ise eski malik ... ..."in vekili olduğu, buna rağmen mahkemece karar başlığında Av. ... ile birlikte Av. ... ..."un da ... Tur. A.Ş. vekili olarak gösterildiği, hükmün de bu nedenle Av. ... yerine vekil olmayan Av. ... ..."a tebliğ edildiği, dahili davalı Hazinenin temyiz dilekçesinin ise davalı şirkete hiç tebliğe çıkarılmadığı, Dairemizce yapılan inceleme sırasında bu hususun gözden kaçırıldığı ve “davalı .... A.Ş. vekili Av. ... ve Av. ... ..."a hükmün ayrı ayrı ve 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz dilekçesinin Av. ... tarafından temyiz süresi geçtikten sonra 08.12.2014 tarihinde verildiği” gerekçesiyle anılan şirketin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tebligat Kanununun 11. maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Av. ... ... ve Av. ..."e yapılan tebligatların davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş."ne yapılmış tebligat sayılamayacağı, bu nedenle anılan şirket yönünden temyiz süresinin hiç başlamadığı, vekili Av. ... tarafından 08.12.2014 tarihinde yapılan temyizin süresinde olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca ... Tur. A.Ş."nin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin olarak Dairemizce verilen karar yanılgıya dayalı olduğundan davalı- birleşen dosya davacısı ... Tur. A.Ş."nin karar düzeltme isteminin kabulü ile anılan şirketin temyiz itirazlarının da değerlendirilebilmesi için Dairemizin 18/12/2014 gün ve 2014/7510 E. - 2014/10740 K. sayılı ilâmını tümüyle ortadan kaldırılması gerekmiştir.
2) Davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. ve dahili davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise orman kadastro işleminin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli 264 parsel sayılı taşınmazın arazi kadastrosunda ... köyünde, orman kadastrosunda ise bitişik ... köyünde işlem gördüğü anlaşılmaktadır. ... köyünde 5602 sayılı Kanuna göre 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda zeytinli tarla niteliğiyle ve 10.820 m2 yüzölçümü ile ilk malikleri adına tespit görerek tapuya tescil edilmiş, daha sonra 18.04.1995 tarihinde ... ...’e, 18.04.2002 tarihinde de ... Tur. A.Ş.’ye satılmış, tapu kütüğünün beyanlar hanesine 23.01.1979, 21.12.1983 tarihlerinde “Eski Eserdir”, 20.12.1994 tarihinde de “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” şerhi konulmuştur. Kadastro tesbitinden sonra taşınmazın bulunduğu ... köyüne komşu ... köyünde ilk olarak 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 1989 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ve 2005 yılında da 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca aplikasyon, yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları yapılmış ve sonuçları ilân edilerek kesinleşmiştir.
İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, yerel mahkeme hükmünde gösterilen gerekçelere göre davalı-birleştirilen dosya davacısı ... Tur. A.Ş. ve dahili davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki, mahkemece daha önce verilen 01.07.2003 tarihli karar Dairemizin 10/01/2005 gün ve 2004/7108 E. - 151 K. sayılı ilâmı ile “tahdit haritasının usulünce uygulanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece de bozmaya uyulmuştur. Bozma sonrasında yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi kurulu raporu ile 264 parsel sayılı taşınmazın krokide yeşil renkle boyanan ve (A) harfi ile gösterilen 460.62 m2, (C) harfi ile gösterilen 93.68 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 15.47 m2 bölümlerinin orman kadastro sınırları içerisinde ve orman sayılan yerlerden olduğu, kırmızı renkle boyanan ve (B) harfi ile gösterilen 357.07 m2 bölümünün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkartılan alanda kaldığı, sarı renkle boyanan ve (E) harfi ile gösterilen 10.037.03 m2 bölümünün ise orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, tahdit uygulaması sonucunda ortaya çıkan bu olgu ve davacı ... Yönetiminin davasını 264 parsel sayılı taşınmazın tamamına yönelik olarak açmadığı, tahdide dayalı olarak ve kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalan bölümünün tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adını tescili istemiyle açtığı, ayrıca orman olarak Hazine adına tescil edilen taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar hanesine hiçbir şekilde şerh konulamayacağı gözetilerek asıl davanın kabulü ile 264 parsel sayılı taşınmazın tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenen ve davaya konu edilen (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlerinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile şerhlerdan arınmış olarak orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, taşınmazın kalan bölümünün tapu kaydının olduğu gibi davalı-birleştirilen dosya davalısı ... Tur. A.Ş. üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken davadaki istemi aşar şekilde taşınmazın tümünün tapusunun iptali ve taşınmazın beyanlar hanesine sit şerhi yazılmasına karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gereğine değinilerek 18.12.2014 gün ve 2014/7510 E. - 2014/10740 K. sayılı ilâmının tümüyle ortadan kaldırılmasına, 24/04/2013 gün ve 2005/255 E. - 2013/497 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 674 ada 1 parsel sayılı (eski 264 parsel) taşınmazın Harita Mühendisi Bilirkişi ..."ın 29/06/2016 tarihli raporuna ekli 2 nolu kroki uyarınca (A) harfi ile yeşil renk boyalı olarak gösterilen 387.88 m2 miktarındaki kısmın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm şerhlerden arınmış olarak orman vasfı ile ... adına tesciline, kalan 9.885.98 m2 alanın ise 674 ada 1 parsel olarak kayıt maliki üzerinde bırakılmasına, ... ili, ... ilçesi, ... ... mevkii 264 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."in 30/01/2012 tarihli raporuna ekli 6 nolu krokide (C) harfi ile 93.68 m2 gösterilen (D) harfi ile gösterilen 15.47 m2 alanın Harita Mühendisi Bilirkişi ..."ın 29/06/2016 tarihli raporuna
ekli 2 nolu kroki uyarınca 3402. sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda dava konusu taşınmazdan ayrıldığı anlaşılmakla bu kısımlar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ile temyize cevap veren katılma yoluyla temyiz eden davalı birleşen davacılar ... Tur. A.Ş. ve davalı ... ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise orman kadastro işleminin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın arazi kadastrosunda ... köyünde, orman kadastrosunda ise bitişik ... köyünde işlem gördüğü anlaşılmaktadır. Kadastro tesbitinden sonra taşınmazın bulunduğu ... köyüne komşu ... köyünde ilk olarak 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 1989 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ve 2005 yılında da 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca aplikasyon, yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları yapılmış ve sonuçları ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden ve Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 06/02/2020 günü oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı ... Yönetimi, 02.02.2002 tarihli dava dilekçesinde; ... köyü, ... mevkiindeki davalı adına tapuda kayıtlı 264 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, 9 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan tahdidin 29.03.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleştiğini, 2/B madde uygulamasına konu olmadığını öne sürerek, taşınmazın kesinleşen tahdit içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu dava davalı ... Turizm Sanayi A.Ş. tarafından 264 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün orman sınırları içine alınmasına ilişkin orman kadastro tesbitinin iptali istemiyle açtığı dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 674 ada 1 parsel sayılı (eski 264 parsel) taşınmazın Harita Mühendisi Bilirkişi ..."ın 29/06/2016 tarihli raporuna ekli 2 nolu kroki uyarınca (A) harfi ile yeşil renk boyalı olarak gösterilen 387.88 m2 miktarındaki kısmın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm şerhlerden arınmış olarak orman vasfı ile ... adına tesciline, kalan 9.885.98 m2 alanın ise 674 ada 1 sayılı parsel olarak kayıt maliki üzerinde bırakılmasına, ... ili, ... ilçesi, ...
köyü ...
mevkii 264 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."in 30/01/2012 tarihli raporuna ekli 6 nolu krokide (C) harfi ile 93.68 m2 gösterilen (D) harfi ile gösterilen 15.47 m2 alanın Harita Mühendisi Bilirkişi ..."ın 29/06/2016 tarihli raporuna ekli 2 nolu kroki uyarınca 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda dava konusu taşınmazdan ayrıldığı anlaşılmakla bu kısımlar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ile temyize cevap veren katılma yoluyla temyiz eden davalı birleşen davacılar ... Tur. A.Ş. ve davalı ... ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Orman Yönetiminin 02.02.2002 tarihinde tahdide dayalı açtığı tapu iptali ve tescil ile men’i müdahale davası, ... Turizm Sanayi A.Ş tarafından 27.03.2003 tarihinde açılan orman tahdidine itiraz davası ile birleştirilmiştir. Yargılamanın devamı sırasında 2015 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu eski 264 sayılı parselin bazı bölümleri parsel sınırları dışında bırakılmıştır. Mahkemece; “Her ne kadar bozma kararına uyulması ile davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmuş ise de bozma ilamında belirtilen miktar üzerinden karar verilmesi halinde kararın infazında sorun yaşanacağı gerekçesi ile (A) harfi ile yeşil renk boyalı olarak gösterilen alan 460.62 m2 olarak belirtilmiş ise de, bu miktarın içinde 1 rakamı ve mavi renk ile gösterilen 72.74 m2"lik alanın dahil olduğu , bu kısmın ise 22/a uygulaması sonucu parsel dışında bırakılmış olması nedeni ile (A) harfi ile belirtilen alandan çıkarılması gerektiği, bu hali ile (A) harfi ile gösterilen yerin alanının 387.88 m2 olduğu anlaşılmakla 387.88 m2"lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm şerhlerden arınmış olarak orman vasfı ile ... adına tesciline kalan 9.885.98 m2"lik alanın ise 674 ada 1 sayılı parsel olarak kayıt maliki üzerinde bırakılmasına, fen bilirkişisi raporunda mavi renk ile gösterilen 72.74 m2"lik alan ile fen bilirkişisi ..."in 30/01/2012 tarihli raporuna ekli 6 nolu krokide (C) harfi ile gösterilen 93.68 m2"nin ve (D) harfi ile gösterilen 15.47 m2"lik alanın Harita Mühendisi Bilirkişi ..."ın 29/06/2016 tarihli raporuna ekli 2 nolu kroki uyarınca 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda dava konusu taşınmazdan ayrıldığı anlaşılmakla bu kısımlar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar isabetli değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 günlü, 2017/3-990 E. - 2017/954 K. sayılı kararında; “...İşte bu nedenledir ki, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır. Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir." ifadelerine yer verilerek bu husus vurgulanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre değerlendirme yapılmak suretiyle eski 264 sayılı parselin bütün bölümleri hakkında ve birleşen her iki davanın davacılarının bütün talep sonuçlarını karşılar şekilde gerekçesi de belirtilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca bozmaya uyulması sonucu A (460.62 m2) bölümü yönünden Orman Yönetimi lehine oluşan usuli kazanılmış hakka riayet edilmeksizin verilen kararın bozulması kanaatinde olduğumdan Sayın çoğunluğun mahkeme kararının onanması görüşüne katılmıyorum. 06.02.2020
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.