Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/7231 Esas 2014/3352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7231
Karar No: 2014/3352
Karar Tarihi: 27.02.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/7231 Esas 2014/3352 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/7231 E.  ,  2014/3352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 28/11/2012
    NUMARASI : 2012/130-2012/500

    Davacı-k.davalı A.. S.. vekili Avukat B. Y..tarafından, davalı-k.davacı M.. B.. aleyhine 07/03/2012 gününde verilen dilekçe ile asıl davada ve karşı davada manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 28/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Asıl dava ve karşı dava, kişilik haklarının ihlali nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
    Davaya konu edilen olayda; davacı ve davalının aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yaptıkları, toplantı sırasında gerçekleştiğini iddia ettikleri hakaret eylemi nedeniyle asıl ve karşı davada tazminat isteminde bulundukları anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.
    Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, kamu görevlisi olan davalılar hakkında, asıl ve karşı davada taraf sıfatları bulunmadığından, asıl ve karşı davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.