Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/17325 Esas 2017/2667 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/17325
Karar No: 2017/2667
Karar Tarihi: 07.03.2017

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/17325 Esas 2017/2667 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hırsızlık suçundan mahkum edilmiş ancak verilen karar sanığın en son adresine tebliğ edilmesine rağmen tanınmadığı için iade edilmiştir. Karar daha sonra koşulları oluşmadığı halde Tebligat Kanunu'na göre tebliğ edilmiş ve kesinleştirilmiştir. Ancak usulüne uygun kesinleşmemiş olduğu için sanık hakkında yapılan uyarlama yargılaması hukuken geçersiz sayılmıştır. Bu nedenle, dava zamanaşımı süresi bakımından sanığın lehine olan 765 sayılı TCK hükümlerine göre hüküm verilmiş ve sanık hakkındaki davaların düşürülmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nın 493/1, 102/3 ve 104/2; 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143, 116/4, 119/1-c, 151/1, 66/1-d, 67/4; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35; 5320 sayılı Kanun'un 8; 1412 sayılı CMUK'nın 322; 5271 sayılı CMK'nın 223/8.
2. Ceza Dairesi         2016/17325 E.  ,  2017/2667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanığın yokluğunda verilen 29.01.2004 tarihli kararın, sanığın en son adresine tebliğ edildiği, ancak tanınmadığı için iade gelmesi üzerine aynı adrese koşulları oluşmadığı halde 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi üzerine kararın kesinleştirildiği, ancak 29.01.2004 tarihli karar usulüne uygun kesinleşmemiş olup, daha sonra usulsüz kesinleştirme üzerine her ne kadar sanık hakkında uyarlama yargılaması yapılmış ise de; uyarlama yargılaması yapılabilmesi için 29.01.2004 tarihinde verilen kararın kesinleşmesi veya temyiz nedeni ile bozulması üzerine yargılamanın devamına karar verilmesi gerekeceği nazara alındığında, sanık hakkında verilen 29.01.2004 tarihli karar kesinleşmeden yapılan uyarlama yargılaması ile verilen kararlar hukuken geçersiz olup, sanığın 16.01.2008 ve daha sonraki tarihlerde verdiği dilekçelerin 29.01.2004 günlü karara yönelik olduğu belirlenerek 29.01.2004 tarihli kararın incelenmesinde,
    Sanığın eyleminin 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesi, dosya kapsamına göre eylemin gece sayılan zaman diliminde işlendiği nazara alındığında 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 116/4, 119/1-c, 151/1. maddelerine uyan suçları oluşturacağı, sanığın gece vakti gerçekleştirdiği hırsızlık suçundan eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1 maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, aynı Kanun"un 102/3 ve 104/2. maddeleri ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın sanığın eylemine uyan 142/1-b, 143, 116/4, 151/1, 66/1-d, 67/4 maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, 5237 sayılı TCK"nın 7/2, 5252 sayılı Kanun"un 9/3. maddeleri nazara alındığında, dava zamanaşımı süresi bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanığın lehine olduğu anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddsine göre hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, 765 sayılı TCK"nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık zamanaşımı süresinin, suçun işlendiği 14.03.2001 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 07/03/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.