Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/10588 Esas 2012/28176 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10588
Karar No: 2012/28176

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/10588 Esas 2012/28176 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/10588 E.  ,  2012/28176 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tokat İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/03/2012
    NUMARASI : 2011/428-2012/60

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş. Niksar Şubesi"nin, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile aylık taksit ödemeli ticari kredi sözleşmesine dayanarak, borçlu S.Y  hakkında başlattığı ilamsız icra takibinde örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliğinden sonra 19.12.2011 tarihli şikayet dilekçesinde borçlu, kefili olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ödediğini, davalının ikinci kez kullandığı kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemiş, mahkemece, BK.nun 484. maddesi gereğince sözleşmeye kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça yazılmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmiştir.
    İcra takibinin dayanağı olan 24.02.2005 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi incelendiğinde; borçlu kredi kullandırıldığı, S.Y."nin ise   anılan   sözleşmeyi müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile imzaladığı ve kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu"nun 487.maddesinde, "Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek-müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise; alacaklı, asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhinde takibat icra edebilir" denilmektedir. Borçlar Kanunu"nun açıklanan hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçi hakkında borcun tamamı hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabilir.
    Mahkemece, şikayetin redddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup karar bozulmalıdır.
    Diğer taraftan, HMK"nun 297. madesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereğince hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.