Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/11427 Esas 2017/5842 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11427
Karar No: 2017/5842
Karar Tarihi: 04.05.2017

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/11427 Esas 2017/5842 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2016/11427 E.  ,  2017/5842 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1)Ateşli silahla yaralanan mağdur ... hakkında ... İlçe Hastanesi tarafından düzenlenen 23.03.2010 tarihli geçici raporda, "mağdurun hayati tehlike geçirdiği ve sol kalçada 15-20 oranında kurşun saçmaları tespit edildiği" belirtilmesine rağmen ...Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği tarafından düzenlenen 18.01.2011 tarihli raporda "yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, yaralamanın basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ölçüde hafif olduğu" belirtilmesi karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla mağdurun geçici, kati raporları ve tüm tedavi evrakları ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğü"ne gönderilerek yaralanmasının niteliğine dair ayrıntılı rapor aldırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    2) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanık askerde iken mağdurun sanığın kız kardeşini kaçırması sebebiyle aralarında önceye dayalı husumet bulunduğu, şüpheli ..."in olayın sıcaklığı ile kollukta verdiği ilk ifadesinde "......, ..., ..., ...,...ve kadınları bizim eve doğru taş atıyorlardı,... ... dışardakileri korkutma amacıyla havaya doğru ateş etti... soy isimli kişilerde bunun üzerine evimize doğru ateş etmeye başladılar..." iddia ettiği olayda, çıkan tartışmanın aileler arasında kavgaya dönüşmesi üzerine, iddia edilen olaydan sonra sanığın mağdurun evine giderek mağduru yaraladığı anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarihli esas 2002/4-238-2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

    3)28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca CMUK 326/son gereği ceza süresi yönünden kazanılmış hakkı saklı tutulmak suretiyle isteme aykırı BOZULMASINA; 04.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.