12. Ceza Dairesi 2019/4507 E. , 2021/3158 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/337 Esas - 2014/528 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 11/09/2008 - 20/01/2009 tarihleri arasında 4 ay 9 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 10/10/2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 1.990 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen üç aylık sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede beraaat hükmünde tazminat hakkının usulüne uygun olarak açıklanmadığı, davanın beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıllık sürede açıldığı gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 1.990 TL maddi tazminatın 11/09/2008, 2.000 TL manevi tazminatın ise 11/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, eksik araştırma yapıldığına, davanın süresinde açılmadığına, davanın reddine karar verilmesi gerektiğine, hükmolunan tazminat miktarlarının fazla olduğuna ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tayin olunan manevi tazminat miktarına davacı tarafın talebi gereğince tutuklama tarihi olan 11/09/2008 tarihinden itibaren faize hükmolunması gerekirken, 11/08/2008 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının manevi tazminata ilişkin (2) numaralı bendindeki ""11/08/2008"" ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerine ""11/09/2008"" ibaresinin yazılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.