Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5601
Karar No: 2019/2217
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5601 Esas 2019/2217 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/5601 E.  ,  2019/2217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı birleşen davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı-birleşen davalı, işçilik alacağı davasının takip edilmesi konusunda davalı avukatla anlaştığını, vekaletname vererek avukatlık sözleşmesi imzaladığını, açılan davanın lehine sonuçlandığını, davalının icra dosyasında adına tahsil ettiği parayı zamanında ödemediğini, işe ve tahsilata ilişkin bilgi vermediğini ve ilamlı icra takibine girişirken faiz alacağını yanlış belirleyerek zarara uğramasına yol açtığını ileri sürerek; 7.781.00 TL maddi zararının tahsilini istemiştir.
    Davalı-birleşen davacı, imzalanan sözleşme ve alınan vekalet gereğince davacının davasının usulünce takip edilerek lehine sonuçlandırıldığını, gerçekleştirilen tahsilat için davacının bilgilendirilerek zamanında ödemede bulunduğunu ve hapis hakkının kullanıldığını savunarak davanın reddini dilemiş; birleştirilen davasında ise, azlin haksız olduğunu, avukatlık ücreti için sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin geçerli olduğunu, vekalet ücretinin ödenmediğini, icra takibi derdest iken haksız olarak azledildiğini ve avukatlık ücretinin ödemediğini ileri sürerek; 2.500.00 TL avukatlık ücret alacağının tahsilini istemiştir.
    Asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, Dairece, "... azil nedenleri ile ilgili ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle azlin haklı olup olmadığı irdelenerek gerekirke denetime açık bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, azlin haksız olduğu saptanarak, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile 918,96 TL"nin davacı-birleşen davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı-birleşen davalı vekili avukat ... tarafından temyiz edilmiştir
    1-Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması, özellikle de, özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranılması hukuksal nedenine dayandırılarak açılmış olup, mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle, aldırılan bilirkişi raporu da gözetilerek karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; bozma ilamına uyulmakla birlikte davacı-birleşen davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozmadan sonra mahkeme bozma gereklerini yerine getirmek zorundadır. Davacı-birleşen davalı, dava dilekçesinde azil nedeni olarak, iki ayrı gerekçeye dayanmış, iş mahkemesinde hükmedilen alacağa işletilen faiz türünden başka bir faiz türü ile takip başlatıldığı iddiası yönünden, bilirkişi tarafından inceleme ve değerlendirme yapılmış, zararın doğmadığı tespiti ile yetinilip, bu suretle azlin haksız olduğu sonucuna varılarak karar verilmiştir. Oysa ki; davacı-birleşen davalı aynı zamanda icra takibinde tahsil edilen paranın, davalı avukatın yedinde tutulduğu iddiasına da dayanmıştır. Bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinde davacının bu iddiası üzerinde durulmadığı görülmektedir. Davalı-bir. davacı avukat, icra dosyasından vekil olarak tahsil ettiği meblağları ücret alacağına mahsuben yedinde tuttuğunu, hukuki tanımıyla Avukatlık Kanunu"nun 166. maddesi gereğince “hapis hakkı”nı kullandığını ileri sürdüğüne göre, davada öncelikle hapis hakkının, nasıl ve hangi şartlarda kullanılması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Bu kapsamda, somut olaydaki bu iddia, davalı savunması ve Daire"nin yerleşik uygulaması da gözetilerek, azlin haklı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, buna göre, bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2- Birleştirilen dava yönünden; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL.ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Birleştirilen davada, hükmedilen miktarın 918,96 TL olduğu ve bu miktarın karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL.yi geçmediği anlaşılmakla; HUMK"nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince davacı-birleşen davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava dosyası yönünden verilen kararın davacı-birleşen davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen dava dosyası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi