Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5503
Karar No: 2020/484

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/5503 Esas 2020/484 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/5503 E.  ,  2020/484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Çekişmeli ... köyü 163 ada 1 sayılı parsel 12.650,62 m² yüzölçümüyle tarla vasfında davalılar adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı vekili, 27/01/2012 tarihli dilekçesinde özetle; davalılara ait, ... köyü 163 ada 1 sayılı parselin (eski 198 parsel) yüzölçümü 12500 m² iken, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalarda hatalı tespit edildiği ve 12650 m² olarak, bir bölümünün orman sınırları içinde bırakıldığı iddiasıyla, yapılan çalışmanın iptalini ve ormana tecavüzlü kısmın orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 25/03/2013 hakim havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1200,34 m² kısmın orman olarak tesbit harici bırakılmasına, 163 ada 1 sayılı parselin 11450,28 m² olarak tapuya tesciline, davacının tescil talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 06/05/2014 gün ve 2014/3197 E. - 2014/5179 K. sayılı bozma kararı ile “3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22. maddesinin birinci fıkrası; "Evvelce tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu müdürlüğünce re’sen iptal edilir." hükmünü içermektedir. İkinci fıkrasında ise; "Ancak; a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun olmadığı tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilerek istisna getirilmiştir.
    Şu halde 22/2-a maddesi kapsamında yapılacak çalışmalarda mülkiyet, vasıf değişikliği, intikal, harici taksim, ifraz vb. çalışmalar yapılamayacak, evvelce yapılan kadastroya kapsam ve içerik yönünden hiçbir şey katılamayacaktır.
    22/2-a uygulaması, uygulama kabiliyeti olmayan yetersiz kadastro paftalarının ve harita tekniğine uymayan haritaların revize edilerek kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işlemidir.
    Hükme esas alınan uzman bilirkişi raporu bu bakımdan hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazda yenileme öncesi ve sonrasında yüzölçüm farkı olduğu, orman sınırına tecavüz bulunduğu açıklanmış ise de, keşfe uzman orman bilirkişi götürülmemiş, fen bilirkişi tarafından uygulama yapılmıştır. Ancak, dosyada orijinali bulunan orman kadastro haritası ile fen bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen ve çekişmeli taşınmazı ilgilendiren 113-114 numaralı orman sınır
    noktalarından geçen orman sınır hattı birbiriyle uyumlu olmadığı gibi, çevre orman sınır hatları gösterilmediğinden ve yenileme öncesi ve sonrası hazırlanan kadastro paftaları ile orman kadastro haritasının birbiri üzerine çakıştırılarak gösterildiği bir uygulama da bulunmadığından rapor denetlenememekte, yenileme çalışmalarında hata olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
    O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece önceki bilirkişiler dışında görevlendirilecek bir orman ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, yörede 1989 yılında kesinleşen orjinal renkli orman kadastro haritası ile yenileme öncesi hazırlanan genel arazi kadastro paftası ve yenileme sonrası hazırlanan kadastro paftaları birbiri üzerine aplike edilmeli, çekişmeli taşınmaz civarında en az 10-12 orman sınırı gösterilecek şekilde uygulama yapılmalı, 22/2-a maddesi kapsamında yapılacak çalışma esaslarını düzenleyen ve 29.11.2006 tarih ve 26351 sayılı Resmî Gazete yayımlanan "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" ile buna ilişkin 2007/10 sayılı genelge hükümleri gereğince yapılacak uygulamada, zemindeki sabit noktalardan yararlanılmalı, ilk parsel sınırı ile sonraki sınır arasındaki farkın neden kaynaklandığı yöntemince belirlenmeli, yenilemenin sözü edilen yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılmadığı anlaşılırsa, yenilemeye itiraz bakımından dava kabul edilmeli, ancak tescil ya da somut olayda olduğu gibi " tesbit harici bırakma" şeklinde mülkiyete ilişkin bir hüküm kurulmamalı, paftanın düzeltilmesine karar verilmeli, tescil istemi yönünden görevsizlik kararı verilerek dosya genel mahkemeye aktarılmalıdır. Mahkemece açıklanan şekilde bir araştırma, inceleme yapılmadan, yetersiz bilirkişi raporlarına göre karar verilmiş olması isabetsizdir.” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ... ilçesi, ... köyü yeni 163 ada 1 sayılı parsele ilişkin uygulama kadastro tespitinin iptali ile (A) ve( C) harfleri ile gösterilen yeşil ve kırmızı renge taralı 1384 m²"lik kısmın ifraz edilerek orman lehine tescil harici bırakılmasına, yeni 163 ada 1 sayılı parselin ifrazı yapıldıktan sonra yeni yüzölçümü ve kadastro tutanağındaki vasıfları ile tespit ve tesciline, tescil talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi ve davacının talebi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilerek yargılamaya devam olunmuştur.
    Yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile ... mahallesi, 163 ada 1 sayılı parselde kayın 22/01/2016 havale tarihli ..."ın krokisinde (A) harfi ile gösterdiği, 729.84 m² alanın tapusunun iptali ile orman vasfıyla ile Hazine adına tesciline, (C) harfi ile gösterdiği, 654.54 m² alan yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 6831 sayılı Kanunun 2896 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılarak 31.07.1985 tarihinde bitirilmiş ve 06.05.1986 tarihinde ilan edilmiştir. Kadastro tespiti ise orman kadastro çalışmaları bitirildikten 23.06.1986 tarihinde yapılmıştır. Orman bilirkişisi temyize konu (C) harfli yerin kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını, ancak arazi kadastrosu tarihinden önce yapılan orman kadastrosu olmadığından bahisle orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin rapor düzenlemiş ve yerel mahkeme bu yönde karar vermişse de yukarıda açıklandığı üzere arazi kadastrosu tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın kesinleşmiş tahdidin uygulanması ile çözümlenmesi gerekirken mahkemece tahdit gözetilmeden karar verilmiş olması ve ayrıca bilirkişi raporunda (C) kısmının tahdit içinde kaldığı belirtilmişse de orman kadastro tutanağında “...133 nolu OS noktası tesis edildi. Buradan orman sınır hattının Güney batı yönde düz hatla sağ taraf Devlet ormanı olarak devlet karayolu ve kaymak deresi geçilip, sol taraf ise ... ... ve müştereklerine ait tarlalar olmak üzere takiple bu tarlalardan ilgili haritasında tarla olarak belli kuzey batı köşesinde iki dere çatının geldiği tespit edilerek sigortalı beton sınır taşına 114 nolu O.S. noktası tesis edildi...” denilmektedir. Orman kadastro çalışması yapıldığı sırada kesinleşmiş kadastro parseli ve çapı bulunmadığına göre açı ve mesafe değerlerinden yararlanılarak tahdidin uygulanması ve ilk orman kadastro harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği
    düşünülerek tahdidin uygulanması gerekirken bu hususlar değerlendirilmeden hazırlanan yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması da doğru görülmemiştir.
    Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, temyize konu (C) harfi ile gösterilen kısmının orman kadastrosu haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi