Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
7201 Sayılı Tebligat Kanununun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhataba, bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanunun "Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunludur. Bir diğer anlatımla 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için ise bu maddenin 6099 Sayılı Yasanın 9.maddesi ile değişik 2.fıkrası uyarınca, muhatabın, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilememiş olması zorunludur.
Somut olayda alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlunun İnegöl 2. Asliye Ceza mahkemesine vermiş olduğu adresine gönderildiği, bila tebliğ iade edilmesi üzerine ödeme emrinin, Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, keza aynı adrese, kıymet takdir raporunun 01.02.2011 tarihinde, satış ilanının ise 09.08.2011 tarihinde TK.nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Satış ilanının borçluya tebliğ tarihi olan 18.4.2011 tarihi itibariyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10, 21 ve 35.maddelerinde değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra müdürlüğünce, borçlunun adres kayıt sisteminde adresinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, varsa bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca satış ilanının tebliği, yok ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 35.maddesinin 6099 Sayılı Yasanın 9.maddesi ile değişik 2.fıkrası
uyarınca tebliğ işleminin tamamlanması gerekirken, bu araştırma yapılmadan 7201 Sayılı Kanun"un 35.maddesine göre tebligat yapıldığı görülmektedir.
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Ancak borçlunun 28.09.2011 tarihli dilekçesi ile dosyadan fotokopi almak için müracaat ettiği ve böylece 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32.maddesine göre muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği anlaşılmakla, bu durumda satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesine yasal imkan bulunmamaktadır.
O halde mahkemece şikayetin yukarıda açıklanan nedenlerle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 21.15 TL onama harcı alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.