Davacı Z.. A.. vekili Avukat Y. C.. tarafından, davalı M.. B.. aleyhine 18/03/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 17/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsiline ilişkindir. Yerel mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; davalı M.. B..’ın, davacı Z.. A..’a yönelik olarak sinkaflı sözlerle hakaret, “daha önce sana sıktılar ama vuramadılar, bu sefer ben vururum” demek suretiyle de tehdit eyleminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı hakkında her iki eylem nedeniyle ceza yargılamasında mahkumiyetine karar verilerek Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verilmiştir. Eldeki dava, kişilik haklarının ihlali neticesinde uğranılan zararı gidermek için açılmış manevi tazminat davasıdır. Davalının eylemi aynı zamanda suç teşkil etmekte olup eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK 125. maddesine göre hakaret suçu oluşturmaktadır. Aynı yasanın zamanaşımını düzenleyen 66. maddesine göre de ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Eylem tarihi 05/10/2011 olup eldeki dava 18/03/2013 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken zamanaşımı nedeni ile ret kararı verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.