12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/8996 Karar No: 2012/27949
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/8996 Esas 2012/27949 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/8996 E. , 2012/27949 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Pendik 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/01/2012 NUMARASI : 2011/968-2012/5
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Davacı borçlunun 23.11.2011 tarihli şikayet dilekçesi incelendiğinde istemin; takip dayanağı bononun kambiyo vasfına ilişkin şikayet ve borca itiraz olduğu anlaşılmaktadır. HUMK"nun 74. maddesine göre hakim taleple bağlıdır. Mahkemece talep aşılarak dilekçenin takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna ilişkin şikayet olarak yorumlanıp işin esasına girilerek bu yönde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; takip dayanağı bononun ön yüzünde sadece "bedeli teminattır" ibaresinin bulunması, onun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takip yapılmasını engellemez. HGK"nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine HGK"nun 22.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belgeyle kanıtlanmadığı sürece "teminat senedi" sözcüklerinin tek başına bononun kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemeyeceği kabul edilmiştir. Yukarıda belirtilen kural dikkate alındığında alacaklının senedi takibe koymasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bununla birlikte, İİK"nun 169/a maddesinde; "icra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda mahkemece, davalı alacaklıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve dosya üzerinden talebin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, duruşma açılarak, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin durdurulmasına karar verilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.