11. Ceza Dairesi 2015/7243 E. , 2017/312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Dairemizce sanık hakkında verilen 20.03.2013 gün ve 2011/9050 E, 2013/4502 sayılı bozma kararından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca kabul edilen ve dairemizce de benimsenen, 22.04.2014 gün ve 2013/11-397 sayılı kararında açıklandığı üzere; gerek 765 sayılı TCK"nun, gerekse de 5237 sayılı TCK"nun belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamunun güveni olması ve bu suçların kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; bu suçların mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekmektedir. Aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi birden fazla kişiye karşı işlenmiş olan sahtecilik suçlarında hükmolunacak sonuç ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK"nın “Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi” başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde, "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacaktır.
Öğretide, belgede sahtecilik fiilinin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde ilgili kişinin de mağdur sayılacağı yönünde bir kısım görüşler olmakla birlikte, çoğunluk itibariyle, anılan suçların mağdurunun kamu olduğuna ilişkin, "Sahtekarlık suçlarının mağduru daima Devlettir. Bu suçlar dolayısıyla maddi ya da manevi bir zarara uğrayan kimse ise, mağdur olmayıp, "suçtan zarar gören kişi" sayılır ve böyle bir veya bir kaç kişinin bulunması, suçun hukuki konusunu etkilemez" (Sahir Erman, Ticari Ceza Hukuku Cilt III, Sahtekarlık Suçları, İstanbul 1981, 4. Baskı, s. 10), "Resmi evrakta sahtecilik suçları TCK"da topluma karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenmiş olduğu için bu suç tiplerinin toplumu oluşturan bireylerin tamamına karşı işlenmiş olduğunun kabulü gerekir." (Veli Özer Özbek, Mehmet Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 4. Baskı, 2012, s. 759) şeklinde görüşler bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda;
Sanığın evinde yapılan aramada ... , ...ve... sayılı sahte plakaların ele geçirildiği, bu plakaların farklı kişiler adına gerçekte kayıtlı olduğu, ele geçirilen ...ise kimse adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından ; sanığın eyleminin kül halinde zincirleme tek suç oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması;
2- Kabule göre de ;
a)TCK"nın 204/1. maddesi ile tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının, TCK"nın 62. maddesi uygulanarak 1/6 oranında indirilmesi suretiyle sanığın 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine 2 yıl 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek eksik cezaya hükmolunması,
b)Resmi belgede sahtecilik suçundan hükmolunan, üç kez 1 yıl 8 ay hapis ve 2.700 TL adli para cezasına dair ilk hükmün yalnızca sanık tarafından temyiz edildiği gözetilmeden, yeniden verilen hükümde 3 kez 2 yıl 20 gün hapis cezasına hükmedilmek suretiyle CMK"nın 307/4. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.