Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14736
Karar No: 2017/1799

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14736 Esas 2017/1799 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14736 E.  ,  2017/1799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davası sonunda, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun geçici 4/1. maddesi uyarınca temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:

    KARAR

    Kadastro sırasında ... köyü,... yanı mevkii 230 ada 14 parsel sayılı 311,85 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle öncesinde dava dışı 230 ada 9 ilâ 12, 15, 16 ve 17 sayılı parsellerle bir bütün olarak atalarından intikal ettiği, miras taksim ve satış ile 14 sayılı parselin ... ve ..."ye kaldığı, 14 ve 15 parseli bir bütün olarak hakkında bir bilgiye sahip olunmayan bir şahsa sattığı ve zilyedinin belli olmadığından Hazine adına tesbit edilmiş, ...ve arkadaşları vekili ile ...oğlu ... tesbite itiraz etmekle, kadastro komisyonunca 24.11.2008 gün ve 2441 & 2146 nolu karar ile ...ve arkadaşları vekilinin itirazının reddine, muteriz ..."ın ibraz ettiği 06.06.1997 tarihli satış senedinin 230 ada 14 ve 15 parselleri birlikte kapsadığı ve zilyetlik şartlarının yararına oluştuğu, halen onun zilyetliğinde olduğundan söz edilerek kadastro tesbitinin iptali ile ... adına tesbit edilmiştir.
    Davacılar ... ve ..., davalılar ..., ..., ... Köyü Tüzel Kişiliği, Hazine, ... Yönetimi ve Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine 30.03.1989 tarihinde, mevkiini ve sınırlarını bildirdiği üç parça taşınmazın ortak murisleri ..."den kaldığı, diğer mirasçıların taksime rıza göstermedikleri, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre tasarruf edildiği, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğu iddiasıyla miras payları oranında adlarına tescili iddiasıyla açtıkları 1989/166 Esas sayılı dava ile;
    ... çocukları ...mirasçıları ve mirasçılarından ...mirasçıları terekesi mümessili ...Üye tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği ve ... ve ... taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazların Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapu kayıtlarının taviz bedelleri ödenmiş icareteynli vakıf kaydına sahip bulunduklarından, tescil davasının reddi ile ... ve ..."nin elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı 1989/331 Esas sayılı davalar birleştirilmiş ve Ayten Şerefli’nin davasının açılmamış sayılmasına karar verildikten sonra, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine gönderilmiştir.


    -2- 2016/14736-2017/1799
    28.04.2010 havale tarihli dilekçe ile, 06.06.1997 tarihli harici satış senedi ve eklemeli zilyetliğe dayalı olarak adına tesbit ve tescili istemi ile ... davaya katılmıştır.
    Mahkemece davacı ..."ın davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine ilişkin verilen karar, Hazine, ... Yönetimi, ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ve Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 22.05.2012 gün ve 2012/5134-7749 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Dairenin yukarıda belirtilen bozma kararında bozma kapsamı dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle “... davacılardan ..."nin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğ edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, katılan ..."ın davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, dava konusu 230 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbit tutanağındaki vasıfla katılan ... adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ...mirasçıları ve arkadaşları vekili, davalılar ... Yönetimi, Hazine ve Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairenin 05.11.2013 gün 2013/8018E-2013/9594K sayılı ilamıyla ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine, Hazine, Karayolları Genel Müdürlüğü, ... ve Arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararında özetle "...Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğu, bu sebeple aynı mahiyette pek çok dava bulunduğundan bir klavuz dosya seçilerek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ..., ziraat, jeolog ve fen bilirkişiler huzuruyla yeniden yapılacak keşifte davacıların tutundukları tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması, en eski tarihli hava fotoğrafları, memleket haritaları, amenajman planları ve ... kadastro haritası ile kadastro paftası ve dayanılan tapu kayıtlarının sınırları ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını gösteren bilirkişi krokisi ve haritası, fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yöntemince uygulanarak, tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadığı alanlar içinde kalıp 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen ... alanlarının belirlenmesi, yüzölçümüyle geçerli kapsamı dışında kalan ... alanlarının, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre zaten Devlet ormanı sayılması nedeniyle, devletleştirmeye ve iadeye konu edilemeyeceği gözetilmesi, Devletleşen ... alanları var ise, bu alanlarının yüzölçümü, tapu kayıtlarının yüzölçümünden düşüldükten sonra, artan bölümün tarım alanları ve yerleşim alanları için hüküm ifade edeceği, başka deyişle birbirlerine sınır olduğu ve toplam 14000 dönüm yüzölçümünde olduğu anlaşılan bu üç tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadıkları alan içinde kalan ormanların devletleştirme kapsamında olduğu gözönünde bulundurularak, devletleştirilen ... alanının yüzölçümü, tapu kaydı miktarından düşüldükten sonra, kalan miktarın bir bütün halinde çiftliğin tapu kaydı kapsamındaki diğer araziler olabileceği düşünülerek muteriz davacıların tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, aynı yörede dava konusu edilen taşınmazların konumunu çevre taşınmazlarla birlikte bu harita ve fotoğraflar üzerinde bir arada gösterecekleri, tapu kayıtlarının sınırları, yüzölçümü ile kapsadığı alanları ve devletleştirilen ... alanlarını birlikte gösterir ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, kroki düzenlettirilmeli ve düzenlenen bu rapor ve krokiler aynı nitelikteki tüm dava dosyalarına konulmalı, uygulama ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazın muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme iddiasında bulunan davacı gerçek kişi ve katılan taraf ile tapu kaydına tutunan muteriz davacı


    tarafların tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin kiracı yada malik sıfatıyla olup olmadığı, Medenî Kanunun yürürlüğünden en az 10 yıl öncesine dayanan zilyetlik olup olmadığının, varsa zilyetliğin başlangıcının ne şekilde hatırlandığı veya kendilerine bu bilgilerin ne şekilde aktarıldığı sorulup, somut olaylara dayalı yeterli ve kesin yanıtlar alınması, tarafların dayandıkları deliller ile özellikle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333 E., 1994/51 K., ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/104 E. 1961/25 K. sayılı kararları ile 1989/103 Esas sayılı dava dosyası krokilerinin uygulanması, Çiftlik ve tapu sahipleri tarafından sunulan kiralamaya ilişkin 1940 yılından sonra noterde düzenlenen taahhüt senetleri kendilerine okunarak, bu belgelerde söz edilen kişi ve taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazın ve taşınmaza zilyet olanın ilgisinin olup olmadığının hususundaki bilgilerinin sorulması, bu deliller karşısında bazı dosyalarda davacı, bazılarında davalı durumunda olan köylülerin zilyetliğinin asli zilyetlik olup olmadığı değerlendirilmesi, Türkiye genelinde 1936-1937 yıllarında arazi ve bina vergi yazımı yapıldığından ..., ... Köylerinde bu yıllarda vergiye kayıt edilen arazi ya da bina olup olmadığı Özel İdare Müdürlüğünden sorularak varsa getirtilip yerine uygulanması, bu köyde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan gerçek kişiler, bunların bayi ya da murislerinin, o yıllara ait hiç vergi kaydı yoksa bunun nedeninin araştırılması, 1926 yılından önce asli zilyet olan kişilerin 1936-1938 yıllarında sahip oldukları yerleri vergiye kayıt ettirmemiş olmalarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, köylülerin vergi kayıtları olmayıp, çiftlik sahiplerinin vergi kayıtları olması halinde bu durumun köylülerin ... Köyü arazilerine o yıllarda aslî zilyet olmadıklarının karinesi sayılıp sayılmayacağının tartışılması, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği veya tapu kayıtlarının zilyedi yararına hukukî kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, davacılar ... ve ... tarafından açılan 1989/166 Esas sayılı dava dosyasına konu olduğu anlaşılan Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan yerel mahkemenin 2012/77, 82, 83 ve 87 Esas sayılı dava dosyalarının bağlantı sebebiyle birleştirilmesi, Hüseyin Şahin"in terkesine dahil olduğu belirlenen başkaca taşınmazlara ilişkin açılan derdest dava dosyalarında birleştirilmesi, kesinleşen dava dosyaları var ise getirtilip incelenmesi, zilyetliğin ne zaman başladığı, nasıl devam ettiği, kimden kime geldiği, muris Hüseyin"in terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanması, terekeye dahil taşınmazların mirasçılardan birisi tarafından üçüncü kişiye yapılan satışın geçersiz olduğunun gözetilmesi, taşınmazın karayolları kamulaştırma haritasının içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi ..” gerektiği belirtilmiştir.
    Mahkemece; önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve arkadaşları vekili, davalılar Hazine vekili , Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ve ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen ... kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından; davacılardan ...’nun direnme kararından önce ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve kendisine oğlu ...’nun vasi atandığı, anılan kararın kesinleştiği, davanın vasiye ihbar edilmediği, vasinin vesayet makamından husumet izni alması suretiyle davaya katılımı sağlanmadan karar verildiği, Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı üzerine direnme kararının vasiye tebliğ edildiği, ancak husumet izni kararının alınmadığı anlaşılmaktadır.


    Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir.
    Değinilen düzenlemeler karşısında, hüküm tarihinden önce kısıtlanan ...’na tayin edilen vasiye davanın ihbar edilmesi, vasininde vesayet makamından izin alması halinde taraf sıfatını haiz olacağı açıktır. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK"nun 114.maddesi uyarınca dava şartı olup aynı kanunun 115/2 maddesi uyarıncada dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Hukuk Genel Kurulunun 03.03.1993 gün 773/82 sayılı kararında da, dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır.
    Mahkeme hakiminin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re"sen) araştırmak zorunda olması yanında, dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde düzenlenen “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve ... Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    O halde davanın, davacılardan ..."na vasi atanan ...’na ihbar edilip husumet izni kararını alması suretiyle davaya katılımının sağlanması, ayrıca davalılardan yargılama sırasında ölen Sıdıka Şahin"in ilk evliliğinden olma oğl..."e dava dilekçeleri ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek delil ve belgelerinin istenmesi, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken anılan usuli eksiklikler giderilmeden, kısıtlı ile Durmuş Gökgöz"ün hukuki dinlenilme hakları ve savunma hakları ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ... ve arkadaşları vekili, davalılar Hazine vekili, Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ve ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Dairenin 05.11.2013 gün 2013/8018 E-2013/9594 K sayılı RED- BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin hükmünün açıklanan nedenle değişik gerekçe ile BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 02.03.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi