3. Hukuk Dairesi 2017/3362 E. , 2018/8373 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 16.10.2008 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, dava konusu taşınmaz davalıya demirbaşları ile birlikte tam ve sağlam olarak teslim edildiği halde davalı kiracının kiralanana hasar vererek kiralananı tahliye ettiğini, oluşan zararın tespiti için .........sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını ve toplam 4.820.-TL maddi hasar tespit edildiğini belirterek 4.820.-TL "nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının bilirkişi deliline yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6098 Sayılı T.B.K.nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
.......
Hasar miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Öte yandan HMK’nun 400 ve devamı maddelerine dayanılarak yaptırılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporları aynı yasanın 405. maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyasının eki sayılmakla birlikte, söz konusu raporlara karşı belirli sürede itiraz edilmemesi halinde kesinleşeceği veya aleyhine tespit yaptırılan kişi hakkında kesin delil niteliği kazanacağına dair yasal bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle delil tespiti yolu ile alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olan taraf bu itirazını hüküm verilinceye kadar mahkemeye bildirebilir. Kaldı ki tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi hakime ait bir görevdir.
Davada dayanılan ve hükme esasa alınan 16.10.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve kiralananın tahliye edildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiraya veren tarafından taşınmazda meydana gelen hasarların tespiti,........sayılı dosyasında yaptırılmış, İnşaat mühendisi bilirkişi tarafından sunulan 13.02.2014 havale tarihli raporda; tespit tarihi itibariyle zarar gören imalatlarının bedelleri tek tek belirtilmek suretiyle taşınmazda toplam 4.820.-TL hasar bulunduğu belirlenmiştir. Mahkemece tespite ilişkin bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de, söz konusu tespite ilişkin rapora davalı tarafından itiraz edildiği görülmüştür. Davalı, yargılama sırasında da söz konusu tespite ve bilirkişi raporuna itirazını bildirmiş olup tespitin gerçek durumu yansıtmadığını öne sürmüştür. Bu durumda, tek yanlı olarak yaptırılan tespit ve bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda mümkün ise mahallinde uzman bilirkişi ya da bilirkişilerce keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, kiralanandaki hasar durumunun ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde tespiti ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle yukarıda belirtilen esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
......