11. Hukuk Dairesi 2017/1999 E. , 2018/7554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/02/2003 tarih ve 2002/629-2003/47 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... A.Ş."ye 20.10.1999 tarihinde 16.200.000.000 TL yatırdığını, banka yönetimine el konularak yönetiminin ..."ye devredildiğini, paranın iade edilmediğini, bankanın en son ...’ye devredildiğini, külli halef sıfatıyla sorumlu olduğunu, yapılan icra takibine itiraz ettiğini, anapara ve işlemiş faizden sorumlu olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibine devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili yönünden idari yargının görevli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... Bank"ın aynı tüzel kişiliği bulunduğu davalı bankanın ayrı bir tüzel kişilik olduğu, davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı ...’nin külli halefi olduğu ... A.Ş. nezdinde bulunan davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak ... Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı olarak açılmış olup, mahkemece, paranın yatırıldığı ... Bank Ltd"nin davalı ..."den farklı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu gerekçesiyle bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yerel mahkeme kararından sonra ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.11.2005 tarihli karar ile davalı bankanın külli halefi ... A.Ş. ve dava dışı
... Holding A.Ş"nin yöneticisi olan Ali ... hakkında, “offshore hesapları üzerinden banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık” suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ve iş bu ceza hükmü Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 19.10.2006 gün ve 1600-16357 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Ceza Mahkemesince verilip ve kesinleşen kararın gerekçesinde, davalı Ali ... ve ... A.Ş’nin diğer bir kısım yöneticilerinin, ... A.Ş. aracılığıyla off - shore hesabı açtıran 4204 kişiyi, bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraların ... Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktarıldığı, Off Shore Bankasının paravan bir şirket olarak davalı ... tarafından yakınlarına kurdurulduğu açıklanmıştır. Bir başka söyleyişle, ... A.Ş’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer off-shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle off-shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları açıkça ortaya konmuştur. Bu durumda, gerek ceza mahkemesindeki belirlemeler ve gerekse Dairemize intikal eden emsal dosyalardaki aciz vesikaları da gözetildiğinde, davacının alacağını ... Ltd’den tahsil edemeyeceğinin anlaşılması karşısında, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının hukuki sonuçları BK’nın 53. maddesi çerçevesinde gözetilmek suretiyle, BK’nın 41, ...’nın 321/son ve 336/5. maddeleri uyarınca, ... Bank A.Ş"nin külli halefi olan ..."nin hukuki durumunun saptanması gerekirken, bu davalı hakkında açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA , ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.