19. Hukuk Dairesi 2016/13467 E. , 2016/15481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına direnilerek yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, davalıdan satın alınacak mal karşılığı avans olarak verilen çekler ile nakit ödemelerin, mal teslimi yapılmadığından bedelsiz kalması nedeniyle, bu bedellerin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü sözleşmeyi ve borcu kabul etmediklerini, davacının iddialarını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının, yapılan ... ve havale ödemelerinin avans olarak yapıldığına dair yazılı delil sunmadığı, davalıya yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05/06/2013 tarih ve 2012/13630 Esas -2013/10357 Karar sayılı bozma ilamı ile " .... Davacı yan, davalıya, davalıdan alınacak mal karşılığı olarak verilen çekler, elden ve banka havalesi yoluyla yapılan ödemeler karşılığı olan malın verilmediğini bildirerek ödenen bu miktarın iadesinin sağlanması için yapılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.Davalı taraf ise, davacının yapmış olduğu ödemeye dayanak çeklerden 6 tanesinin davacı şirket ortağı ...’nun şahsi borcu için verilmiş olduğunu, elden ödemeye ilişkin 5 adet tediye makbuzundaki kişilerin kendisiyle ilgisi bulunmadığını 19.03.2012 havale tarihli dilekçesinde ... ödemelerini ise borç ödemesi olarak yapıldığının kabulünün gerektiğini savunmuştur.Yukarıda özetlenen iddia ve savunma gözetildiğinde, davada ispat külfeti, ödemeleri kabul eden davalıda olup, davalı yan bu ödemelerin hangi alacağından kaynaklandığını ispat etmelidir.Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece,bozma ilamına direnilerek yapılan yargılama sonunda, banka aracılığıyla yani kayıtlı ortamlardaki işlemlerle havale yapılan parayı aldığını kabul eden davalının bu savunma şeklinin, olayda ispat külfetini kendisine yükleyecek nitelikte bulunmadığı, yasal karine karşısında, davacının yaptığı ödemelerin avans ödemesi olduğu iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile bozmaya direnilmiş ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2016/19-269 Esas, 2016/529 Karar sayılı ve 20.04.2016 ilamı ile “Somut olayda davalının savunmasının vasıflı ikrar niteliğinde olduğu,kanıtlama yükümlülüğünün ikrar eden tarafa değil,vakıayı ileri süren tarafa ait olacağı,davalının beyanının ispat yükünü üzerine alacak nitelikte bir beyan olmadığı, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğu,bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, Somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır. Başka bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir.Bu durumda; davacı, davaya konu ödemelerin ileride teslim alınacak mal karşılığı olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalının davacı ile aralarındaki ilişkiyi kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. ” gerekçesi ile yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunup, taraf vekillerinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemiz"e gönderilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.