6. Ceza Dairesi 2013/31710 E. , 2016/5858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma suçundan dönüşen kasten yaralama ve hırsızlık, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık hakkında mağdur ..."ya karşı “kasten yaralama”, görevli memurlara karşı “görevi yaptırmamak için direnme” ile “6136 Sayılı Kanun"a Muhalefet” suçları nedeniyle kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 02.03.2010 tarih, 2009/9-259 esas, 2010/47 sayılı kararında belirtildiği üzere, görevi yaptırmamak için direnme suçunun sanık tarafından birden fazla kolluk görevlisine karşı silahla hukuksal anlamda tek bir fiil ile gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı nev"iden fikri içtimanın koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan sanık hakkında anılan suçtan tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK"nın 43/2. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu"nun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde, 5252 sayılı Yasa"nın 5/2. madde ve fıkrası uyarınca suç tarihi itibariyle temel adli para cezasının 450,00 TL"den fazla olamayacağı gözetilmeden, suç tarihinden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa uyarınca fazla adli para cezası tayini,
2-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 6136 sayılı Yasanın 13/1.maddesi uyarınca hükmolunan “45 gün karşılığı adli para cezası ile sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/2.maddesi gereğince beher günü 20 TL"den hesap edilen sanığa 45 gün karşılığı 900.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” cümleleri karar yerinden tamamen çıkarılarak yerine 6136 sayılı Yasanın 13/1.maddesine göre hükmolunan temel hapis cezasından sonraki kısım 450.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına cümlesi; anılan suçların hüküm fıkralarındaki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanığın mağdur ..."e karşı “kasten yaralama” ve “hırsızlık” eylemleri nedeniyle kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Oluş ve dosya kapsamına göre, mağdur ..."in 23.03.2007 tarihli kolluk beyanında; “bu gün saat 18.00 sıralarında Sadullah Birlik isimli arkadaşımdan Nokia 3310 marka ve 539 256 3934 SİM kart takılı telefonu ödünç aldım, daha sonra parka gittim, telefonla konuştuğum sırada daha önce mahalleden tanıdığım ...
Usburak elinde bulunan tabancanın kabzesiyle yüzüme ve kafama vurmaya başladı, ben de şahsı itekledim bu esnada telefon elimden düştü, ben telefonu almadan olay yerinden kaçtım, daha sonra geldiğimde telefonu bulamadım” dediği,
Mağdur ..."in görevsiz... 15. Asliye Ceza Mahkemesinde 28/05/2007 tarihli beyanında; “olay günü saat 18.00 sıralarında 8 kişi beni evimin yakınlarında gördüler Hüseyin"i..."e sen getirdin diyerek beni dövdüler daha sonra karakola gideceksin ...beni dövdü diyeceksin eğer söylemezsen sana ve ailene zarar veririz dediler, bende korkumdan Hüseyin beni dövdü, tabanca kabzası ile yaraladı, cep telefonumu da çaldı dedim, ancak bunlar doğru değildir”dediği,
Mağdur ... Mahkemede 07/03/2012 tarihli beyanında ise; “Sanık benim çocukluk arkadaşımdır, ben daha önceden iddia nedeni ile... 15. Asliye Ceza Mahkemesinde ifade verdim, olay tamamen polisin kurduğu bir komplodur, sanıktan şikayetçi değilim” dediği,
Sanık 23.03.2007 tarihinde alınan ifadesinde; “Ben ..."i tanımam, hiç görmedim ve aramızda böyle bir olay geçmedi, isnat edilen suçlamayı kabul etmiyorum,üzerimde çıkan Nokia 3310 marka cep telefonu da bana aittir” dediği,
Sanık ... görevsiz... 15. Asliye Ceza Mahkemesinde 28/05/2007 tarihinde alınan savunmasında; “Murat Özeri tanımam ona karşı bir fiilim olmadı tabancanın kabzası ile bu şahsa vurmadım tabancada çekmedim bu şahsın cep telefonunuda almadım, benim üzerimde bulunan cep telefonu bana aittir bu cep telefonu ben yıllar önce ikinci el olarak almıştım ancak telekoma kaydını yaptırmadım” dediği,
Sanık ... mahkemede 26/03/2012 tarihli savunmasında ise; “Ben müşteki ..."ı yaralamış değilim, onu gasp etmedim, suçsuzum, ..."e ait olduğu iddia edilen telefonu ... isimli şahıstan aldım, bu şahısla... 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandık, bu şahıslar bana oyun yaptılar, hakkımda dava açılmasını sağladılar, böyle bir olay söz konusu değildir, ben olay günü müşteki ..."i hiç görmedim” dediği,
Mağdur ... hakkında düzenlenen 20.04.2007 tarihli bilirkişi raporunda mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte ve burunda hafif nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığının tespit edildiği,
Mağdur ..."ın kolluk beyanında, sanığın ise mahkeme aşamasındaki savunmasında suç konusu telefonu Sadullah Birlik"ten aldıklarını belirtmelerine
rağmen; alınan HTS raporlarına göre telefonun bu kişiye değil de... isimli bir kişiye ait olduğunun tespit edildiği,
Hal böyle olunca;
Sanığın savunmasında telefonu kendisinden aldığını belirttiği ...ile aralarında devam ettiğini iddia ettiği dosyanın aslı veya örneği celp edilip incelenmesi, mağdurun beyanında geçen şahısların tespit edilerek ifadelerinin alınması, ... ve HTS raporlarına göre hat sahibi ... isimli kişi dinlenerek telefonun mağdur ... ve sanık ... ile ilgisi olup olmadığı belirlendikten sonra, sonucuna göre delillerin bir bütün halinde takdiri yapılıp, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturmayla yetinilip yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de,
TCK"nın 53.maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, bu hususun yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 20.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.