12. Ceza Dairesi 2017/12138 E. , 2019/7346 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiin, sanık lehine kanun hükümlerinin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya içeriğine göre;11.04.2014 günü, saat 17:15 sıralarında, meskun mahal dışında, bölünmüş, 7 metre genişliğinde, düz, eğimsiz, asfalt kuru yolda, sanık sevk ve idaresindeki otobüs ile Nazilli istikametinden Aydın istikametine seyir halinde iken olay yerine geldiğinde, sol şeritten sağ şeride doğrultu değiştirdiği sırada, aynı istikamette sağ şeritte seyir halinde olan ..."in sevk ve idaresindeki kamyonun sağ ön kesimi ile otobüsün sol arka kesiminin çarpışması neticesi ... ve aracında yolcu olarak bulunan ...‘un basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları olayda;taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun"un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık asli kusurlu olmakla birlikte yaralanan kişi sayısı, yaralanmaların niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini;
2-TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; hakkında "Sanığın dosya kapsamından anlaşılan ve mahkememizce bilinen olumsuz kişiliği, olayın oluş biçimi, sanığın çevresiyle uyumlu olmayan sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın caydırıcılık etkisi, ileride uslanmayacağına dair mahkememizde olumsuz kanaat oluşması gibi hususlar göz önünde bulundurularak sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin tatbikine takdiren yer olmadığına," gerekçesiyle takdiri indirim uygulanmayan sanık hakkında, çelişki oluşturarak “Sanığa verilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezası sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama aşamasında duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak " şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeler ile sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
3-5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki emredici kuralın ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeksizin ve diğer uygulanma şartları usulünce değerlendirilmeksizin, “sanığa verilen ceza hakkında HAGB kararı bulunmasına rağmen sanığın yeniden suç işlemesi nedeniyle sanığın suça meyilli olduğu bu nedenle de yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirilmemesi ve 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 72. maddesi ile CMK"nın 231. maddesinin 8. fıkrasına getirilen ek cümle uyarınca sanığa verilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,” şeklinde dosya kapsamına uygun düşmeyen ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.