6. Ceza Dairesi 2013/31130 E. , 2016/5846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç örgütüne üye olmak, yağma (değişen suç vasfı nedeniyle tehdit)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu"nun takdirine göre, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi şüpheli statüsüne girer. Şüpheli kişide muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir.
Yargılanacak her uyuşmazlık da; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) melesi maddi mesele olup bundan geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olayla karşılaştırılacak hukuki norm ve olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır, maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Hukuki durumun tespiti durumun tespiti olacaktır.
Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi ile şüphe yerini belirliliğe terk eder.
Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal) dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispata aranan belirlilik ortaya çıkar. Her olayda lehe ve aleyhe delil vardır.
Kanaati meydana getiren delillerin tek tek değerlendirilişi kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük teşkil ediyorsa bir bütünün birbiri ile uyuşan birbirini tamamlayan parçaları ise bu hakiki delildir. İspat konusu hüküm verme gerçeğinin bir parçası olan olay hakkında hüküm vermektir.
Gerçekten Hakim geçmişte ne olduğunu nasıl olduğunu bilmeye mecburdur. Elindeki imkan (bugün)dür.
Bu günden maksat da, bu gün var olan ve varlığı duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “delil” budur.
Delillerin bu günkü akılcı anlayışına göre Hakimin (kanaati) ispat edilmesi istenen olayların tahlili bir tetkiki ile lehe ve aleyhe bütün şartları tenkidi ile değerlendirmesinin mahsulü olacaktır. İspat edilmesi gereken şüpheli olandır. Delillerden biri de tanıktır. Deliller zümresinde tanık, ceza muhakemesinde anlatımı önemli bir yer işgal etmektedir. Tanık olayın taraflarından olmayan ve olay ile ilgili olarak beş duyusu ile edindiği bilgileri açıklayan kimsedir.
Tanık gördüğünü, müşahede ettiği hususlar ve öğrendiği bilgileri açıklar. Tanık beyanının önemi gözlemlenen maddi vakaları bizzat açığa kavuşturabilirliğinden kaynaklanır.
Tanık bazen kendisinin veya yakınlarına menfaat sağlama, tehlikeyi önleme, bazen toplumsal etki, bazen de duyduğu veya gördüğü yanlış algılaması ve böylede inanması ile yanılgılı anlatımlarada yönelebilir. Hakim tecrübelerine dayanarak tanığın beyanlarının sağlamlığını değerlendirir bu özellik ise delil olarak sayılabilir.
Sanık dışında herkes bu konumda ele alınabileceği dikkate alınarak değerlendirme yapılacağı bir muhakkaktır.
Tanık olmak ile onun beyanına yüklenen ispat gücü farklıdır. Hakim ispat konusunda mantık kuralları ile de bağlıdır.
Dosya kapsamında ise;
Sanık ... hakkında ... CMK 250 madde ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının 25/01/2008 tarih ve 2008/76-2008/48-39 sayılı iddianamesi ile Suç Örgütlerinin İsimlerini Kullanarak Tehditte Bulunmak, Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla Yağma, Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma suçlarından TCK"nın 220/2-3, TCK"nın 106/2-d, 43/1,TCK"nın 149/1-f-g, 35/1-2, TCK"nın 31/3, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile ... 7.Ağır Ceza Mahkemesi (CMK.250.Maddesi İle Yetkili)"ne kamu davası açıldığı, bu mahkemenin 2008/34 esasına kayden, yaşı büyük diğer sanıkların yargılandığı yine aynı mahkemenin 2008/33 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği; 2008/33 esas sayılı dosyada yapılan yargılama sırasında 6008 sayılı Yasa ile eklenen CMK 250/4. maddesi uyarınca sanık ... yönünden tefrik edilerek aynı mahkemenin 2011/210 esasına kaydının yapıldığı ve 16.12.2011 tarih 2011/210 Esas 2011/273 Karar sayılı görevsizlik kararı ile sanık ..."ın suç tarihindeki yaşının 18"den küçük olması nedeniyle hakkında açılan kamu davasında 6008 sayılı Yasa ile eklenen CMK.250/4. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek sanığın iddianamede yazılı sevk maddeleri uyarınca yargılamasının yapılmak üzere dosyanın ... 2.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve yargılamanın bu mahkeme tarafından yapıldığı,Müşteki ... beyanında özetle "Dükkanın önünde oturuyordum. ... geldi "beklenen şey olmazsa çok kötü olur" dedi. Beklediği şey ifadelerin değişmesiydi.Tuncay geliyordu devamlı geliyordu. İlk dükkan kurşunlandığında Tuncay hapisti. Daha sonra biz vurulduk geldik tekrar dükkanı açtık. Bize dükkanı açmayacaksınız dedi ben direttim açacağım dedim. Bana geçmiş olsun diyen bir insanı neden polise vereyim. Şikayetçiyim davaya katılmak istemiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu,
Müşteki ...beyanında özetle "Dükkanda meydana gelen olaydan sonra biz kaçtık abimle şehir şehir gittik. Baktım olmuyor geçim zor geriye döndük. Bir kaç gün sonra Hasan Harmanla, ... geldi. Bize bir telefon verdi reisimiz sizinle görüşecek dedi. Oğlum dedi o davadan vazgeçeceksiniz dedi ve tehdit etti. Ve daha sonra benim dükkan kurşunlandı ve bombalandı. Abim dışarıda otururken bende dükkanda müşteriye bakarken orada abimi bayağı tehdit ettiler.İşte ben allahım burayı kapatın diye bağırıyordu. Şikayetçiyim davaya katılmak istemiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu,
Sanık ..."ın savunmalarında özetle; 30.06.2007 günü 9 ay hükümlü olarak kaldığını cezaevinden yeni çıktığını bu nedenle bahsi geçen olaylara katılmadığını, telefonda geçen (Tuncay) isimli kişinin de kendisi olamayacağını 29.07.2007 günü iş imkanı bulmak için yürürken yakalandığını savunduğu,
Yukarıda da izah edildiği üzere, hakim öncelikle; meydana gelen olayın ne şekilde gerçekleştiğini, eylemin sanık bizzat kendisi tarafından ve/veya suç ortakları ile birlikte işlenip işlenmediğini, eylemin başkaca nitelikli halleri dahil tüm unsurları ile tipik olup olmadığını, yeterli ve ikna edici delillerle ortaya koyması, denetime olanak verecek bir biçimde yasal ve yeterli gerekçelerini ayrı ayrı karar yerinde göstermesi gerekir.
Hal böyle iken;
Sanığın bu savunmasına göre olay tarihinde ceza evinde olup olmadığı, hangi suçtan ceza aldığı ve infaz görüp görmediğinin netleştirilmediği,
30.07.2007 tarihli fezleke ve 25.01.2008 tarihli iddianame de tanık olarak adı geçen ..."nın dosyada beyanın olmadığı,
Mağdur ... beyanında; dükkanın önünde otururken ..."un adamı ..."ın geldiğini ve “beklenen gün geldiğinde beklenen şey olmazsa sizin için çok kötü olur”dediğini buna karşılık tanık ..., ...unsurlarına ilişkin çelişkiler giderilip dosyadaki eksik ve mubayen hallerin giderilmesi bakımından ... 7. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK.250.Maddesi ile Görevli) 2008/33 esas 2011/272 karar sayılı dosyasının onaylı bir örneği ve/veya aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine alınması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yetinilip, genel ve geçişli ifadelere yer verilerek atılı suçlarla ilgili yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
5275 sayılı Yasanın 106/4. maddesi gereğince, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olan sanığın, hükmedilen adli para cezasını ödememesi halinde bu cezasının hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 20/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.