Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12535 Esas 2017/3638 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12535
Karar No: 2017/3638
Karar Tarihi: 03.05.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12535 Esas 2017/3638 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/12535 E.  ,  2017/3638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, 827 Ada 10 Parsel sayılı taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; Mahkemece yapılan keşif sonucu temin edilen bilirkişi raporunun hükme yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Zira, bilirkişi tarafından muhdesat oranlamasının yukarıda değinilen ilkeler gereğince yapılmadığı görülmektedir.
    O halde, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılması, usulüne uygun olarak muhdesat oranlarının belirlenmesi gerekirken, infaza elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.