Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/9-218
Karar No: 2007/227

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/9-218 Esas 2007/227 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, işçilik alacakları istemiyle dava açmış ancak Milli Eğitim Bakanlığı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığına izafeten Aksaray Valiliği davalı olarak göstermiştir. Yerel mahkeme davalı sıfati bulunmayan Bakanlık ve Valilik aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi davacının gerçek hasıma dava açması için mehil verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca davalı Milli Eğitim Bakanlığı hakkında verilmiş bulunan \"husumet nedeniyle davanın reddine\" karar kesinleşmiştir ve direnme kararı verilmesi isabetli bulunmamıştır. Davacının çalıştığı Vakfın yasal dayanağı 3294 sayılı kanunda en büyük mülki idare amirliğine yapılan göndermeler olduğu için davasını Vakfı temsil ettiği düşüncesiyle Valilik adına açtığı davada husumette değil, temsilcide yanılma halinin varlığı kabul edilmelidir. HUMK'nun 179/1 maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlar. Ancak bazı durumlarda yan
Hukuk Genel Kurulu 2007/9-218 E., 2007/227 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/9-218 E., 2007/227 K.

  • ALACAK DAVASI
  • HUSUMET NEDENİYLE DAVANIN REDDİ
  • TÜZEL KİŞİLİK
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 179 ]
  • 3294 S. SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU [ Madde 7 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındakio "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14. İş Mahkemesince davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 11.04.2006 gün ve 2005/381-2006/436 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.07.2006 gün ve 2006/18542-20484 sayılı ilami ile;

    ("...Davacı dilekçesinde davalı taraf olarak "S........ Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığına İ........ Aksaray Valilığini"göstermiştir.

    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının "S........ Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığını" davalı olarak göstermek isterken işvereni olduğu düşüncesiyle davalı Aksaray Valiliği hakkında dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda husumet tevcihinde yanılgı kabul edilmeli ve davacıya gerçek hasıma davayı yöneltmesi için mehil verilmelidir. Açılan davanın husumet nedeniyle reddi hatalıdır." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir.

    Dava dilekçesinde, Milli Eğitim Bakanlığı ile S........ Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığına izafeten "Aksaray Valiliği" davalı olarak gösterilmiştir.

    Yerel mahkemece; davalı sıfatı bulunmayan Bakanlık ve Valilik aleyhine açılan davanın "husumet nedeniyle reddine" karar verilmiş, anılan kararın yukarıda yazılı gerekçelerle bozulması üzerine çalışmaların tüzel kişiliğe sahip bir vakıfa geçmiş olması karşısında temsilcide yanılma halinden söz edilemeyeceği, Milli Eğitim Bakanlığı yönünden ise işverenlik olgusunun ileri sürülmediği belirtilerek önceki kararda direnilmiştir.

    Öncelikle belirtilmelidir ki, davalı Milli Eğitim Bakanlığı hakkında verilmiş bulunan "husumet nedeniyle davanın reddine" ilişkin karar, Yüksek Dairenin bozma kapsamı dışında tutulmakla kesinleşmiş olup, anılan davalı yönünden de direnme kararı verilmesi isabetli bulunmamıştır.

    Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.

    HUMK. 179/1.maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Davalının temsilcisinde yanılmış olma hali de bu duruma örnek oluşturmaktadır.

    Çözülmesi gereken sorun, "izafeten" Valiliğin davalı gösterilmesinin, temsilcide yanılgı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    Davacı, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamında faaliyete geçmiş bulunan Aksaray İli S........ İlçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışmış olup, anılan Vakfın tüzel kişiliğe haiz bulunduğu çekişmesizdir.

    3294 sayılı Kanunun 7.maddesi, mülki idare amirlerinin vakfın tabi başkanı olduklarını, vakıf senetlerinin mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirileceğini hükme bağlamıştır.

    Davacının işyeri belgeleri incelendiğinde, iş başvurusunun kaymakamlık makamına yapıldığı, iş sözleşmesinin kaymakamın da dahil olduğu mütevelli heyetince imzalandığı, Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan bildirimlerde işveren olarak kaymakam imzasının bulunduğu, adres olarak da Kaymakamlık Vakıf Bürosunun gösterildiği görülmektedir.

    Dava, anılan Vakfa izafeten Valilik makamına açılmıştır. "İ........" zarfı; "Bir şeye veya kimseye bağlanarak, dayanarak, ilişik olarak, mal edilerek" anlamını içermektedir.

    Davacının, çalıştığı Vakfın yasal dayanağını oluşturan 3294 sayılı kanunda en büyük mülki idare amirliğine yapılan göndermeler, gerekse çalışma ilişkisine mülki idare amirliğinin belirgin katılımı nedeniyle davasını Vakfı temsil ettiği düşüncesiyle Vakfa "izafeten" Valilik adına açtığı, dava dilekçesinin içeriğinden, işveren olarak gerçekte Vakfın gösterilmesinin amaçlandığı ve de gösterildiği bu durumda husumette değil, temsilcide yanılma halinin sözkonusu olduğunun kabulü gerekirken, aksi düşünceler ile yazılı şekilde önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Ozel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi