10. Hukuk Dairesi 2019/3211 E. , 2019/6467 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali, hacizlerin kaldırılması ve Kuruma karşı borçlu olmadığının tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatı tarafından talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.09.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. ... ile davalı Kurum adına Av. ...geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada, mahkemece verilen 07.04.2015 günlü karar, Dairemizin 2015/14499 Esas, 2017/3083 Karar Sayılı İlamı ile ”…öncelikle Kurum’un iflas masasına (dava dışı Akdeniz Sig AŞ) prim alacağını yazdırması hususunun, davacının sorumluluğuna etki etmeyeceği bu haliyle davacının hukuki yararı bulunduğu gözetilerek işin esasına girilmelidir. Davacıya yapılan haczin dayanağını oluşturan ödeme emirleri tek tek belirlenmeli ve bunların usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, bu ödeme emirlerinin borç dönemleri belirlenerek davacının bu dönemde sorumlu olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Şayet ödeme emirleri kesinleşti ise Kurumca haciz konulabileceği ancak haciz, zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmış olup, ayrıca zamanaşımını kesen sebebinde yani haciz işleminin de yine zamanaşımı süresi içinde gerçekleştirilmesi gerektiğinden bahisle” araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, davacının tüm talepleri bakımından infaza elverişli şekilde bir karar verilmeli ve özellikle hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olarak, 6183 sayılı Yasa"nın 103. maddesi ile tahsil zamanaşımını kesen sebepler irdelenmelidir. Anılan düzenlemenin sınırlı sayıda zamanaşımı kesen nedeni belirlemesi karşısında, davalı kurumca yasada sayılan işlemler dışında yapılan tüm işlemlerin zamanaşımını keseceğine dair kabul isabetsizdir.6183 sayılı Yasanın 103. maddesinde; "" 1. Ödeme, 2. Haciz tatbiki, 3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilât, 4. Ödeme emri tebliği, 5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, 6. Yukarıdaki 5 sırada gösterilen muamelelerden her hangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, 7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, 8. Amme alacağının teminata bağlanması, 9. Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi, 10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, 11. (Ek bent: 25.12.2003 - 5035 S.K./1. md.) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanmasının zamanaşımını keseceği dikkate alınmalıdır.
Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı, yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın, kaza mercilerince durdurulması hallerinde, zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür."" hükmü öngörülmektedir.
Eldeki davada ise, anılan 103. Madde kapsamı dışında kalan ve Kurumca yapılan diğer işlemlerin zamanaşımını kesmediği dikkate alınarak, mahkemece davacı hakkında 6183 sayılı Kanun"un 103. maddesi kapsamında zamanaşımını kesen sebeplerin bulunup bulunmadığının, ayrıntılı şekilde araştırılmasından sonra, sonucuna göre davacının her bir talebi bakımından ayrıntılı bir değerlendirme ile infaza elverişli şekilde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesin,24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.