10. Hukuk Dairesi 2016/13526 E. , 2019/6462 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın Hür Sigorta yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı Kurum ve davalılardan Mehmet Yılmaz mirasçıları avukatınca istenilmesi ve Mehmet Yılmaz mirasçıları tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.09.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü Mehmet Yılmaz mirasçıları adına Av. ... ile karşı taraf adına Av. ... geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava hukuki nitelikçe, 01.10.2002 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerin, sürücü muris Mehmet Yılmaz’ın davalı mirasçıları ile aracın zorunlu trafik Sigorta Şirketinden, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanun’un 605. maddesi “Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” Hükmünü içermektedir. Bu düzenlemeye göre, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2).
Ayrıca, mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılıkta bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre, bu davada uygulanmaz. Buna göre, borca batıklığın tespiti, dava yoluyla istenebileceği gibi açılmış bir davada itiraz olarak da ileri sürülebilir. Mirasın hükmen reddi olarak da ifade edilen bu tür dava ya da açılan davada ileri sürülen itirazda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak araştırılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, Türk Medeni Kanun’un 610/2. maddesinde yer alan “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü gereği mirasçıların terekeyi kabullenme anlamına gelecek davranış içinde de bulunmamaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, ayrıntıları Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarih ...2013/2-1607 K. 2013/1675 sayılı kararında belirtildiği üzere, murisin cüzi bir miktardaki borcunun mirasçıların kendi malvarlığından ödenmiş olmasının olağan işlemlerden olduğu, miras bırakanın öldüğü tarih itibariyle borca batık olan terekenin, cüzi kısım borçlarının mirasçıları tarafından ödenmesinin terekeyi kabullenme olarak değerlendirilemeyeceği de dikkate alınmalıdır.
O halde, mahkemece yapılması gereken; davalı mirasçıların cüzi ödeme yapmalarının, mirası kabul iradesi anlamına gelmeyeceğinin dikkate alınması ile mirasçıların anılan madde kapsamındaki iddiaları uyarınca, murisin ölüm tarihine göre terekeye dâhil herhangi bir mal varlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi ile yukarıda anılan Hukuk Genel Kurulu Kararının da gözetilmek suretiyle davalı mirasçıların mirası hükmen reddettiklerine dair itirazları değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekili ile davalılar ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan ... mirasçılarına yükletilmesine, davalılardan Mehmet Yılmaz mirasçıları avukatı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istem halinde davalılar ...’a iadesine, 24.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.