Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı, borçlular vekilince icra mahkemesine yapılan başvuruda, takip dayanağı çekteki imzaların borçlulara ait olmadığı itirazında bulunulmuş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda ..... Ltd Şti"nin, 6 Kasım 2008 tarih ve 7183 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi ile, şirketin tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak S.A."ın seçildiği, anılan kişinin şirketin tasfiye işlemlerini yürütmekle görevlendirildiği ve münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu ilan edilmiştir.18.05.2009 tarihli şikayet dilekçesine ekli olarak şikayetçi vekili tarafından ..... Ltd Şti"nin vekaleti dosyaya sunulmadığı gibi, daha sonra ibraz edilen 18.05.2009 tarihli vekaletnamede ise vekaletname tarihi itibari ile şirketi temsile yetkili olan S.A."ın imzasının olmadığı, ilgili vekaletin daha önceki dönemde şirket temsilcisi olan N.D.tarafından verildiği tespit edilmiştir. Bu durumda .... Ltd Şti. tarafından verilmiş geçerli bir vekaletname olmaksızın vekil sıfatı olmayan avukat tarafından yapılan şikayetin reddi gerekirken adı geçen borçlu yönünden itirazın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan borçlu Ş.D. tarafından yapılan imza itirazı üzerine mahkemece yaptırılan inceleme sonucu dosyaya sunulan 12.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu 24.04.2009 keşide tarihli keşidecisi ..... Ltd. Şti. olan ve .... Ltd.Şti. emrine keşide edilen 50.000 TL meblağlı çekin arka yüzünde Ş..D.. ismi altına atılı imzanın, bu şahsın mevcut mukayese imzaları ile yapılan karşılaştırılması sonucu eli ürünü olduğu bildirilmesine rağmen mahkemece adı geçen borçlu yönünden imza itirazının kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. 
Yine 17.06.2008 tarihinde yayımlanan 7085 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilana göre, çekin keşide tarihi olan 24.04.2009 tarihinde keşideci .... Ltd. Şti."nin yetkili temsilcisinin K. T. olduğu gözetilmeden, K. T.yerine şirket yetkilileri olmayan N. D. ve Ş. D."nun imzaları yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.