
Esas No: 2012/12399
Karar No: 2012/27584
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/12399 Esas 2012/27584 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2011
NUMARASI : 2007/1012-2011/160
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 23.02.2012 tarih, 2011/20796 - 2012/4972 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; İ.B.K., H.G.K. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, H.G.K. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C. Anayasası"nın 4709 Sayılı Yasanın 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı" hükmünden farklı olarak, "Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürülegelmiştir. Ancak, Anayasa"nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır.
Bu bağlamda mülkiyete saygı hakkının ihlalinin, mahkemelerin, kamulaştırmasız el atmaya maruz kalan kişiler lehine hükmettikleri tazminat tutarının tayininde, yargılama süresi ile enflasyon arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan değer kaybını dikkate almalarına imkan sağlayan yasal bir düzenlemenin olmayışından da kaynaklandığı, bu nedenle adil tatmin taleplerinin karşılanması gerektiği hususu benimsenmeye başlanmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında idare, kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el atarak kamulaştırma ilkelerineaykırı davranamaz. Anayasa"nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasanın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu açıklamadan sonra somut olayın incelenmesinde;
Bağcılar Asliye 2. Hukuk Mahkemesi"nin derecattan geçmek suretiyle 30.05.2005 tarihinde kesinleşen, 02.03.2004 tarih ve 2003/720 E., 2004/59 K. sayılı kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat ilamına dayalı olarak, 06.04.2004 tarihinde borçlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkında ilamlı takip yapılmıştır. İlamın hüküm fıkrasında; "162.276.202.000 TL nin davalı kurumdan dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara tapudaki hisseleri oranında ....ödenmesine" hükmedilmiştir.
İcra emrinde, asıl alacak olan 162.276.202.000 TL"sına, anayasal faiz talebinde bulunulmuştur.
Borçlu vekilince; dayanak ilamda yasal faize hükmedildiği halde icra emrinde fazla faiz talebinde bulunulduğu,ayrıca takip tarihinden sonra dahi yasal faiz oranlarını aşar miktarda faiz tahakkuk ettirildiği, böylelikle dosya borcundan daha fazla para tahsil edildiği belirtilerek fazla tahsil edilen paranın iadesi talep edilmiş; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; Anayasanın 46/son maddesinde öngörülen kamu alacakları için uygulanan en yüksek faiz oranı dikkate alınmadan yasal faiz üzerinden hesaplama yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu gerekçe gösterilerek 17.796,20 TL"lık kısım yönünden şikayetin kabulü ile bu miktar üzerinden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanunla değişik Anayasanın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.02.2012 tarih ve 2011/20796 E. - 2012/4972 K.sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.