23. Hukuk Dairesi 2015/676 E. , 2015/1380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalının tarım kredi kooperatifi yetkilisi iken, sahte belgeler ile kooperatif ortaklarını borçlu göstererek zimmetine para geçirip kooperatifi zarara uğratığını ileri sürerek, zimmetine geçirdiği tutarın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı 22.11.1999 tarihli beyan dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının zimmet suçundan ceza mahkemesince yargılanıp davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, bu kararın kesinleştiği, ceza yargılaması sırasında davalının 3.507,00 TL parayı zimmetine geçirdiğinin tespit edildiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile de kooperatif zararının 3.507,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 3.507,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 1.690,00 TL’dir.
HUMK"un 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4 ncü madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, dava dilekçesinde, 4.371,59 TL"nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece, 3.507,00 TL"sinin tahsiline dair verilen karar, reddedilen miktar yönünden davacı vekilince temyiz edilmiştir. İstemin reddedilen kısmı, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Mahkemece, hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde tarih belirlenmeden haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca, "HÜKÜM" bölümünün "1" no"lu bendine, "3.507,00 TL"nin" ibaresinden sonra gelmek üzere "26.06.1996 olan haksız fiil tarihinden" sözcük dizisinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin reddedilen tutara yönelik temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca, "HÜKÜM" bölümünün "1" numaralı bendine, "3.507,00 TL"nin" ibaresinden sonra gelmek üzere "26.06.1996 olan haksız fiil tarihinden" sözcük dizisinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.