Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 167 ada 84 parsel sayılı 38.920,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 167 ada 84 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, çayır vasfı ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde, aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörülmüştür. Dosya içerisinde bulunan Kadastro Müdürlüğü’nün 18.01.2011 tarihli yazısı ekinde gönderilen senetsiz defteri ve burada belgesiz zilyetlik yolu ile edinildiği belirtilen taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının incelenmesinde, aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek taşınmaz miktarı kadar yerin davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca belgesiz zilyetlik yoluyla edinilebilecek taşınmaz miktar sınırlaması göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 08.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.