Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1182
Karar No: 2010/3722
Karar Tarihi: 05.07.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1182 Esas 2010/3722 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1182 E.  ,  2010/3722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve ...ile Hazine ve Lice ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.10.2009 gün ve 61/40 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen 342 ada 5, 7; 365 ada 3; 367 ada 2 ve 503 ada 7 sayılı parsellerin vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu belirterek Hazine adına bulunan tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Başkanlığına dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayanarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyet aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu parseller 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında susuz tarla niteliğiyle Hazine adına tesbitleri yapılmış kadastro tutanaklarının aynı yıl kesinleşmesi suretiyle Hazine adına tapu kayıtları oluşmuştur. Mahkemece, yapılan keşifte, birlikte ve usule aykırı olarak dinlenen üç yerel bilirkişinin beyanıyla yetinilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi beyanları da sonuca ulaşmak bakımından son derece yetersizdir. Davacılar dava dilekçesinde muristen intikal ettiklerini açıkladıkları halde mahkemece, intikal şekli üzerinde durulmamıştır. Taşınmazların kimden ve ne şekilde davacılara intikal ettiği yerel bilirkişilerden sorulmamış, sadece 40 yılı aşkın bir süreden beri davacılar tarafından tasarruf edildiği bilgisiyle yetinilmiştir.HUMK.nun hükümleri uyarınca tanıklar hakkındaki hükümler uygun düştüğü oranda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanır. Bu bakımdan HUMK.nun 265. maddesi gereğince bilirkişiler ayrı ayrı huzura alınıp beyanlarının alınması ve yeminlerinin yaptırılması gerekirken birlikte dinlenilmeleri anılan kanunun açık hükmüne aykırı düşmektedir. Öte yandan, 3402 sayılı Kanunun 14/1.fıkrası uyarınca zilyetlik maddi olaylardan olup, yerel bilirkişi veya tanık beyanlarıyla ve her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede taraflara tanık v.s delillerini bildirmeleri için mahkemece kendilerine süre ve imkan tanınmadığı saptanmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde tapu kayıtları, tanık, bilirkişi, keşif ve her türlü yasal delile dayandığını bildirdiğine göre, tanık v.s. delillerini bildirmeleri için taraflara öncelikle süre ve imkan tanınması, deliller bildirildiğinde yerinde yeniden keşif yapılması, taşınmazın kimlerden ne şekilde davacılara intikal ettiği, zilyetliğin başlangıç ve süreleri sorulmak suretiyle saptanması gerekmektedir.
    Bundan ayrı, uzman bilirkişi ziraat mühendisinin rapor ve ek raporu da gözönünde bulundurularak iptali istenen taşınmazların toplam miktarı da gözetilerek dava konusu parsellerin bulunduğu yöreye ait tespitin yapıldığı 2007 yılından en az 20 yıl öncesine (1980-1987 arası) ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, keşifte uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazların kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı ve hangi hallerde bulunduğu hususlarının belirlenmesi, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, aynı kanunun 265. maddesi gereğince ayrı ayrı dinlenmelerinin gözetilmesi, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesine çalışılması, keşifte ayrıca uzman bilirkişi jeoloji mühendisiyle, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla keşfin yapılması, taşınmazın gerçek niteliğini ortaya çıkaran gerekçeli ve denetime açık raporun tüm bilirkişilerden alınması, ondan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Öte yandan taşınmazlar Hazine adına tapuda kayıtlı olup, dava doğru hasma yöneltilmiştir. Ayrıca kayıt maliki olmayan belediyeye davanın yöneltilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle belediyeye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus açıklanan nedenle bozma sebebi yapılmamış, sadece hataya değinilmekle yetinilmiştir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi