14. Hukuk Dairesi 2015/11847 E. , 2017/3588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.02.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi kayyım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
I- 7201 sayılı Tebligat Kanununun;
1- "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.",
2- "Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır."
Hükümlerine yer verilmiştir.Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Yönetmeliğin 16/2 ve 79. maddelerinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı, istisnai olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret edilmektedir. İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Yönetmeliğin 29 ve 30. maddelerince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
II- Dava konusu olaya gelince;
1-Davalılar ... ... ..., ... ...a velayeten kendi adına asaleten ... ..., ..."ya gerekçeli karar tebliğlerinin, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu; davalı ..."ya yapılan gerekçeli karar tebliğinin ise yukarıda açıklanan 35. Maddeye aykırı olarak daha önce usulüne uygun olarak o adrese tebliğat yapılmadan 35. maddeye göre tebliğ edildiği,
2-Davalı ...un vekaletnamesine dosya içerisinde rastlanmadığı, gerekçeli kararda ..."un vekili olarak belirtilen Av. ..."ın davalı ..."un vekili olduğu bu nedenle davalı ..."a gerekçeli kararın tebliğ edilmediği,
3-Davalı ...ın vefat ettiği gerekçeli kararın tebliğ aşamasında anlaşılmakla mirasçılık belgesi getirtilerek mirasçılarına gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, kendilerine usulüne uygun tebligat yapılamayan davalılara, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebligat yapılmasına, temyiz süresi beklendikten ve davalı Hüseyin Talha Demirağ"ın mirasçılık belgesi ilgilisinden temin edildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için MAHALLİNE İADESİNE, 02.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.