Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2622
Karar No: 2018/15166
Karar Tarihi: 03.12.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/2622 Esas 2018/15166 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/2622 E.  ,  2018/15166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, miras bırakan annesi ...’un, 612 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümünün satışı için davalı oğlu...’a vekaletname verdiğini davalı ...’un vekaleten taşınmazı baldızı davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’nun satıştan bir gün sonra aynı taşınmazı davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı ..., mirasbırakan annesinin tüm çocukları arasında paylaştırma yaptığını, işlemlerin mirasbırakanın iradesine uygun yapıldığını davacının da hakkını aldığını belirtmiş, davalı ... ise iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1926 doğumlu mirasbırakan ...’nin 23.02.2013 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı oğlu ... ve davalı oğlu... ile dava dışı kızları ...ve ...’in kaldıkları; mirasbırakan ...’un çekişme konusu 612 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün tamamını vekil kıldığı davalı oğlu... ... aracılığıyla 24.09.2009 tarihinde davalı
    ...’a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...’nun da aynı taşınmazı 25.09.2009 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; davalı ... cevap dilekçesinde ve aşamalarda, mirasbırakanın sağlığında malvarlığını mirasçıları arasında paylaştırdığı savunmasında bulunmuş, bir kısım tanıklar da mirasbırakanın paylaştırma iradesiyle hareket ettiğini beyan etmişler, ancak mahkemece paylaştırma savunması üzerinde durulmamış, mirasbırakanın iradesini bu yönde oluşturup oluşturmadığı bakımından araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş, ayrıca savunmada bildirilen taşınmazların tapu kayıtları da getirtilmemiştir.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davalı savunması üzerinde durulması, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır ve taşınmaz mal ve hakların araştırılması, tapu kayıtları, resmi akitler ve varsa öteki delil ve belgelerin ilgili mercilerden getirtilmesi, mirasbırakanın sağlığında mirasçıları arasında hak dengesini
    gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığının belirlenmesi, bu yönde tüm taraf delillerinin toplanması, mirasbırakanın paylaştırma mı yoksa mal kaçırma amacını mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi