2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/995 Karar No: 2016/2713
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/995 Esas 2016/2713 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/995 E. , 2016/2713 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden, davalı- davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca karşılıklı boşanma davası açmış, mahkemece tarafların bu madde gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve bu davaya dayanak teşkil eden dava, tarafların yargılama sırasında biraya gelerek birlikte oldukları, barıştıkları bu şekilde davacının aralarında geçen olayları hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı-davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi hatalıdır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davalı-davacı kadının davacı-davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Davalı-davacı kadının emekli olduğu, düzenli ve yeterli düzeyde gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları davalı-davacı kadın yararına oluşmadığına göre, yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.02.2016 (Çrş)