11. Hukuk Dairesi 2016/14325 E. , 2018/7509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.12.2012 gün ve 2012/563-2012/470 sayılı kararı onayan Daire’nin 18.04.2016 gün ve 2015/9346-2016/4232 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili; davalılardan ... adına kayıtlı olan ... plakalı aracın 24/12/2004 tarihinde ..."un sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisi ... "nın hayatını kaybettiğini, kazada araç sürücüsü ..."un tam kusurlu olduğunu, kazada hayatını kaybeden ... ..."nın henüz 12 yaşında başarılı bir öğrenci olduğunu, bu olay nedeni ile müvekkillerinin ..."nun her türlü desteğinden yoksun kaldıklarını ve büyük bir üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek şimdilik müvekkilleri için toplam 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle birlikte davalılardan tahsilini ve toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."tan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında yoksun kalma tazminatı talebini müvekkili ... yönünden 5.988,77 TL, müvekkili ... yönünden 7.268,67 TL arttırmak sureti ile ıslah etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davalı ... Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davacılar vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu kurallar yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Somut olayda, mahkemenin 12.05.2010 tarih 2005/3 Esas 2010/35 Karar sayılı kararı, Dairemiz incelemesinden geçmiş ve 29.03.2012 tarih 2012/136 Esas 2012/4918 Karar sayılı ilamı ile bir kısım taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine ve fakat kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada 21.12.2012 tarihinde verilen 2012/563 Esas 2012/470 Karar sayılı karar ile davalılardan sadece ... Sigorta A.Ş bakımından hüküm kurulmuş ancak diğer davalılar yönünden bir hüküm tesis edilmemiş olması doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair karar düzeltme nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 18.04.2016 tarihli 2015/9346 Esas, 2016/4232 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 30/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.