20. Hukuk Dairesi 2015/11985 E. , 2017/1747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve ... Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında... köyü 11.705,79 m2 yüzölçümündeki 123 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, kargir ev-dam, zeytinlik ve incirlik niteliğiyle asliye hukuk mahkemesinde kadastrodan önce dava konusu olduğundan sözedilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı tarafından İcra İflas Kanunu ve Medenî Kanunun 713. madde hükümlerine göre borçlu... adına tescil istemiyle, Hazine aleyhine açılmış olan 2007/124 sayılı dava, yargılama sırasında 2008 yılında kadastro tesbitinin başlaması ve çekişmeli taşınmaza tutanak düzenlenmesi nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine devredilmiş, ... Yönetimi de mahkemece davaya dahil edildikten sonra, davanın kabulüne, dava konusu 123 ada 5 sayılı parselin davacının borçlusu durumunda olan... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25/02/2014 tarih 2013/11068 E – 2014/2383 K sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece, yörede ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, yapılmışsa buna ilişkin harita ve tutanaklar ile komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları getirtilmemiş, sınırdaki taşınmazların niteliği, ... olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiştir.
O halde; mahkemece, özellikle kuzeydeki 101 ada 1 sayılı parselin ... olması ihtimaline karşılık, yörede ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmışsa buna ilişkin harita ve işe başlama, çalışma, işi bitirme ve askı ilân tutanakları getirtilmeli, bir ziraat, bir ... bilirkişi ve fen elemanı ile yeniden yapılacak keşifte, ... kadastrosu kesinleşmişse; ... kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 10 ya da 12 ... sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, ... kadastrosu hiç yapılmamış ya da kesinleşmemiş ise yöreye ait en eski tarihli ve dava tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine (1980"li yıllara) ait memleket haritası, steroskopik hava fotoğrafları incelenerek taşınmazın niteliği belirlenmeli, ... sayılan ya da ... içi açıklık konumundaki yerlerden değil ise öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği, ekonomik amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı
olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanından taşınmazın eğimi, bitki örtüsü, toprak yapısı gibi konularda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, komşu 123 ada 1, 2 ve 6, 101 ada 1 ve Batıda: Suludere köyü sınırları içinde kalan komşu taşınmazlar belirlenerek bunlara ait kadastro tutanakları, varsa dayanağı kayıt ve belgeler, kesinleşmişlerse tapu kayıtları getirtilmeli, taşınmazın malik hanesi açık olduğundan 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince re"sen gerekli görülecek deliller de toplandıktan sonra karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda dava konusu parselin ... sayılmayan yerlerden olduğu ve borçlu... lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne, dava konusu 123 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacının borçlusu durumunda olan... adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve ... Yönetimi vekilleri tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu 2008 yılında 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davacının davasının kabulüne ilişkin hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, davalılar yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücreti hükmedilmemesi gerekirken hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin 4, 5, 6 ve 8. bentleri hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine “…davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davanın niteliği gereği davacı lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, alınması gereken 129,53 TL karar harcından peşin olarak alınan 81,00 TL"nin mahsubu ile bakiye kalan 48,53TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine…”cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/03/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.