22. Hukuk Dairesi 2018/7392 E. , 2018/12248 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ :Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, davalı işveren işyerinde 20.06.2011 tarihinde işe başladığını ve iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Şirket, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davacının somut davanın konusu ile aynı taleple .... İş Mahkemesi"nin 2016/40 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve açtığı o davadan feragat ettiğini, feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğurduğunu ve bu sebeple somut davanın da kesin hüküm sebebi ile reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-i ve 115/2 hükümleri dikkate alınarak, kesin hüküm sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince,.... İş Mahkemesinin 2016/ 40 Esas ve 2016/85 Karar sayılı ilamının şeklen ve maddi anlamda kesin hüküm oluşturduğu, kesin hükmün içeriği, doğruluğu ya da yanlışlığının değerlendirilemeyeceği ve ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, .... İş Mahkemesinin 2016/ 40 Esas ve 2016/85 Karar sayılı dosyası ile verilen kararın, bu dosya bakımından kesin hükmün sonuçlarını doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 303/1. maddesine göre, bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Somut olayda; davacı işçi vekili 28.01.2016 tarihinde açtığı somut dava ile davacının 20.06.2011 tarihinden itibaren davalı işveren işyerinde çalıştığını ileri sürerek işe iadesini istemiştir. 29.01.2016 tarihinde açılan ve aynı mahkemenin 2016/40 esasını alan dosyada da davacı adı ve T.C. kimlik numarası somut dosya davacısı ile aynıdır. Davacı vekili 2016/40 esas sayılı dosyada; esasında o davanın işçi... adına açıldığını, ancak dava dilekçesinde davacı adı ve T.C. kimlik numarasının davacı ... "a ait olarak kaldığını ve o davanın sehven ... adına açılmış olduğunu belirterek davadan feragat etmiştir. Mahkemece, 2018/40 esas sayılı dosyada 17.02.2016 tarihli karar ile feragat sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre; 2016/40 esas sayılı dosyadaki davanın sehven davacı adına açıldığı ve davacı vekilinin davacı adına 2016/40 esas sayılı dosyadaki hakkından feragat etme niyeti olmadığı, somut dosyadaki dava dilekçesinde işçinin 20.06.2011 tarihinde işe başladığı belirtilmesine rağmen 2016/40 esas sayılı dosyadaki dava dilekçesinde işçinin 16.05.2013 tarihinde işe başladığının belirtildiği, o dosyaya...isimli işçiye ait vekaletname konulduğu ve davanın yanlışlıkla açıldığının ortada olduğu, dava tarihi itibariyle 2016/40 esas sayılı dosyada verilen kararın henüz kesinleşmediği gibi feragat beyanının dahi somut dava tarihinden sonra olduğu anlaşıldığından; somut dava yönünden, 2016/40 esas sayılı dosyada verilen hükmün kesin hüküm oluşturduğundan söz edilemez. İlk derece mahkemesince işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde kesin hüküm sebebi ile davanın reddine karar verilmesi ve ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun da bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2017 tarihli, 2016/38 esas ve 2017/195 karar sayılı kararı ile bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2018 tarihli, 2017/2567 Esas ve 2018/332 Karar sayılı kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.