11. Hukuk Dairesi 2017/1905 E. , 2018/7507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18.10.2016 tarih ve 2015/173 Esas-2016/256 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.02.2017 tarih ve 2017/66-2017/101 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, 05. sınıf ürün ve hizmetleri içeren, 2006/01017 numaralı “..." ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından 05. sınıf emtialarda kullanılmak üzere, 2013/46231 başvuru numaralı, "..." ibareli marka tescil başvurusuna iltibas ve markalarının tanınmışlığından faydalanma sebeplerine dayalı olarak müvekkili şirketçe yapılan itirazın, nihai olarak ... ... tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kötüniyetinin 556 sayılı KHK madde 35 ve TMK madde 2 gereğince korunamayacağını ileri sürerek, ... ... kararının iptalini, tescili halinde markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında farklılık olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin dahi bulunmadığını, ilaçların farklı hastalıkların tedavisinde kullanılacak olmalarının da karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının “...” ve “...” olarak eczacılıkta ve kimyada farklı anlama gelen kelimeden oluştuğu, reçetelendirilmeleri gereği objektif ilkelere göre bilinçli kullanıcı grubu olan doktor ve eczacılar yönünden markaların karıştırılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki bu tür ilaçların kullanıcısı olan hastaların da bilinçli tüketici olarak kabul edilmesinin gerektiği, davacı şirkete ait "..." adlı
ilacın konu ile ilgili kişilerce bilindiği ancak, taraf markaları benzer bulunmadığından tanınmışlığın somut olaya bir etkisinin bulunmadığı, yine taraf markalarının benzer bulunmaması nedeniyle 556 sayılı KHK"nın 8/3 madde koşullarının da oluşmadığı gibi başvurunun kötüniyetle yapıldığını söylemenin de mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.