"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 05.10.2005 gün ve 2005/408-574 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.07.2006 gün ve 2005/11959 E.,2006/7435 K. sayılı ilamı ile, (....Dava, davalıya sipariş edilen malların bedeline karşılık verildiği iddia edilen çekler karşılığı mal teslim edilmediği iddiası ile açılan menfi tesbit davasıdır.
Dava konusu çekler, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden önce davacıya iade edilmiştir.
Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacıdan vekalet ücreti tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çeklerin davanın açılmasından sonra iade edilmesi davacının dava açmakta haklı olduğunu gösterir. Mahkemece dava dilekçesinin tebliğinden önce çeklerin iade edildiği ve dolayısı ile davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekilleri
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının davalı ile girmiş olduğu ticari bir ilişki sebebiyle sipariş etmiş olduğu ticari malların bedeli karşılığı davalı yana toplam bedeli 125.000,00 YTL. olan bir dizi çek verdiğini, ancak davalı yanın bu güne kadar davacının sipariş etmiş olduğu malları teslim etmediği gibi teslim etmesi gereken mal mukabilinde almış olduğu çekleri de davacı firmaya iade etmediğini, davalının bu haksız tutumunun telafisi imkansız zararlar doğurabileceğinden, söz konusu çekler üzerine ödeme yasağı koyan tedbir kararı aldıklarını, mahkemece ilgili mahkemede menfi tespit davası açmaları için davacıya 10 gün süre verildiğini ileri sürerek siparişe rağmen teslim edilmeyen mal ile ilgili olarak davacının borçlu olmadığının, borç için alacağın muaccel hale gelmediğinin tespitine, davalının alacağın %40"ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının verdiği sipariş karşılığı toplam 125.000 YTL. değerinde çek verdiğini ancak daha sonra sipariş ettiği malları almaktan vazgeçtiğini ve bunun üzerine çeklerin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı aldığını, davalı dava dilekçesi tebliğ bile olmadan ilgili çekleri Ender Gıda AŞ.ye iade ettiğini, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek haksız açılan ve konusu kalmayan davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin "Davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, nedensiz yere dava açan davacı aleyhine ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine, yapılan yargılama giderlerinin ise davacı üzerinde bırakılmasına "dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacının dava açmakta haklı olup olmadığı, buna bağlı olarak konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda yargılama giderinden davacının mı yoksa davalının mı sorumlu olacağı noktasındadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalı elinde bulundurduğu çekleri iade etmeyip ihtiyati tedbir kararı alınmasına neden olduğuna, sonra da bankaya ibraz ederek çeklerin arkasını işlettiğine ve böylece dava açılmasına sebep olduğuna göre Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.